31 Aralık, 2010

Bir Tek Dilek, Fazla Değil...

Birkaç dakikalığına da olsa kar yağsa...
Yüzüme çarpan kar taneleri eridikçe içimdeki bu yorgunluğu ve mutsuzluğu da eritse...
Birazcık da olsa umut bıraksa içime, fazla değil tek bir şey umuyorum 2011 ile ilgili...
O dileğim gerçekleşmeden hayatımı düzene sokamayacağım, domino taşları gibi yavaş yavaş yıkılıp gideceğim tek bir şey...
Bir tek dilek, fazla değil...
Söz, başka birşey istemeyeceğim...

Bir Tek Dilek, Fazla Değil...

Birkaç dakikalığına da olsa kar yağsa...
Yüzüme çarpan kar taneleri eridikçe içimdeki bu yorgunluğu ve mutsuzluğu da eritse...
Birazcık da olsa umut bıraksa içime, fazla değil tek bir şey umuyorum 2011 ile ilgili...
O dileğim gerçekleşmeden hayatımı düzene sokamayacağım, domino taşları gibi yavaş yavaş yıkılıp gideceğim tek bir şey...
Bir tek dilek, fazla değil...
Söz, başka birşey istemeyeceğim...

30 Aralık, 2010

Essie Ojelerim Geldi

Essie'nin Adams Family setini kullanmaya başladığımdan beri gözümü diğer Essie renklerine dikmiştim. Essie Türkiye sitesine göz atayım, Limango'da indirime girmiş haydi oradan alayım derken bir türlü olmadı... Meğer kaderde can sıkıntısından, mutsuzluktan coşup bir e-bay satıcısına para kazandırmak varmış =))

Hazır canım hiçbir şey yapmak ya da kimseyle konuşmak istemiyorken kendimi interntten alışverişe verdim, e-bay üzerinden, nereden oje alabilirim diye bakınmaya başladım. Derken aklıma İnci' nin daha önce bahsettiği Essie de satan bir satıcı geldi. O sıralar Lilo'nun "Ceee" demesine saatler kalmıştı =) Söz konusu satıcıdan deneme amaçlı küçük bir sipariş verip denemeye karar verdim. Tabii o da olsun bu da olsun derken baktım bir sürü şey seçmişim! Eleye eleye sayıyı indirdim ve minik(!) siparişimi verdim.

Yurtdışından sipariş vermek, bir de o siparişin takipsiz posta ile gönderilmesini seçmek tam bir risk. Eh, ben de tam bir Küçük Emrah modundayım, ELF siparişim çoktaan kaybolduğuna inanmışım... O yüzden de paket pat diye gelince çok şaşırdım.


Paket 16 aralıkta yola çıkmış, 28 aralıkta verdiğim adrese ulaşmıştı. Kutulu ojeler olduğu gibi, kutusuz olan Going Incognito ve Madamoiselle resimdeki gibi baloncuklara sarılmış olarak zarfa konmuştu. Zarfın içi de baloncuklu olduğu için ojelerimin tamamı hasarsız olarak elime ulaştı.


Going Incognito da Madamoiselle de şişede çok güzel görünüyor bence, henüz denemedim ama tırnakta da güzel duracaklarını düşünüyorum.


Alırken en çok "acaba?" dediğim 2008'in kış renklerinden oluşan Winter Colors oldu. Daha önce açılmış olabilir mi, aradan 2 yıl geçmiş (hatta 2011'e giriyoruz 3 yıl olacak) acaba bozulma olmuş mudur diye düşündüm. Zuzu da, İnci de "Açılmamışsa birşey olmamıştır" dedi ve aldım gitti. Gerçekten de paket hiç açılmamış olarak geldi. Sadece mini boy ojelerle ile ilk karşılaşmamdı ve kendimi "bu minikler çok sevimli ama son çıkan koleksiyonuna bile 50tl versem üzülürdüm" demekten kendimi alamadım... Gerçekten de incecik mini minnacıklar.


Küçük siparişimde 2 adet Good to Go ve 1 adet Protein Base Coat vardı, onlar da hasarsız ve açılmamış olarak geldi. Dün gece Good to Go'yu denedim. Sanırım 15-20 saniyede mucizevi olarak kurumasını bekliyordum o yüzden serçe parmağımı biraz bozdum ama normalden tabii ki çok daha hızlı kurudu ve parlak kaldı. 


Eveeet işte bu da aile fotoğrafı =)

Essie Ojelerim Geldi

Essie'nin Adams Family setini kullanmaya başladığımdan beri gözümü diğer Essie renklerine dikmiştim. Essie Türkiye sitesine göz atayım, Limango'da indirime girmiş haydi oradan alayım derken bir türlü olmadı... Meğer kaderde can sıkıntısından, mutsuzluktan coşup bir e-bay satıcısına para kazandırmak varmış =))

Hazır canım hiçbir şey yapmak ya da kimseyle konuşmak istemiyorken kendimi interntten alışverişe verdim, e-bay üzerinden, nereden oje alabilirim diye bakınmaya başladım. Derken aklıma İnci' nin daha önce bahsettiği Essie de satan bir satıcı geldi. O sıralar Lilo'nun "Ceee" demesine saatler kalmıştı =) Söz konusu satıcıdan deneme amaçlı küçük bir sipariş verip denemeye karar verdim. Tabii o da olsun bu da olsun derken baktım bir sürü şey seçmişim! Eleye eleye sayıyı indirdim ve minik(!) siparişimi verdim.

Yurtdışından sipariş vermek, bir de o siparişin takipsiz posta ile gönderilmesini seçmek tam bir risk. Eh, ben de tam bir Küçük Emrah modundayım, ELF siparişim çoktaan kaybolduğuna inanmışım... O yüzden de paket pat diye gelince çok şaşırdım.


Paket 16 aralıkta yola çıkmış, 28 aralıkta verdiğim adrese ulaşmıştı. Kutulu ojeler olduğu gibi, kutusuz olan Going Incognito ve Madamoiselle resimdeki gibi baloncuklara sarılmış olarak zarfa konmuştu. Zarfın içi de baloncuklu olduğu için ojelerimin tamamı hasarsız olarak elime ulaştı.


Going Incognito da Madamoiselle de şişede çok güzel görünüyor bence, henüz denemedim ama tırnakta da güzel duracaklarını düşünüyorum.


Alırken en çok "acaba?" dediğim 2008'in kış renklerinden oluşan Winter Colors oldu. Daha önce açılmış olabilir mi, aradan 2 yıl geçmiş (hatta 2011'e giriyoruz 3 yıl olacak) acaba bozulma olmuş mudur diye düşündüm. Zuzu da, İnci de "Açılmamışsa birşey olmamıştır" dedi ve aldım gitti. Gerçekten de paket hiç açılmamış olarak geldi. Sadece mini boy ojelerle ile ilk karşılaşmamdı ve kendimi "bu minikler çok sevimli ama son çıkan koleksiyonuna bile 50tl versem üzülürdüm" demekten kendimi alamadım... Gerçekten de incecik mini minnacıklar.


Küçük siparişimde 2 adet Good to Go ve 1 adet Protein Base Coat vardı, onlar da hasarsız ve açılmamış olarak geldi. Dün gece Good to Go'yu denedim. Sanırım 15-20 saniyede mucizevi olarak kurumasını bekliyordum o yüzden serçe parmağımı biraz bozdum ama normalden tabii ki çok daha hızlı kurudu ve parlak kaldı. 


Eveeet işte bu da aile fotoğrafı =)

29 Aralık, 2010

Ortaya Karışık


Son zamanlarda bloga pek yazmadım çünkü çoğu zaman hiç içimden gelmedi...Hani herkesin mutsuz ve herşeye karşı isteksiz hissettiği dönemler vardır ya, onlardan biri de bana misafir geldi.. Süpersonik bir PMS ile de birleşince iyice raydan çıktım, herşeye sinirlendim, ıvır zıvır için gözlerim doldu hemen...Bu ıvır zıvırın en büyüğü de arabanın önündeki sıyrık, güzel araba kullanıyorum diye gaza gelmişken çok içime oturdu o dökülen boya = (


Geçip giden bu depresif 2-3 haftada öğrencilerime yeterince yardımcı olamadım... Söz verdiğim halde Gezinim'e ekleyeceğim yazıyı (başladığım halde bir türlü tamamlayamadım) yazamadım... Arkadaşlarıma yapacağıma söz verdiğim birkaç takı vardı hala yapmadım... Laboratuarı yeniden düzenlemem lazım, sürekli erteliyorum...Yapıl(a)mayan bir sürü şey birikti...

Silkelenip kendime gelmem lazım!!! 2011'e böyle basık ve depresif girmek istemiyorum!!!

Ortaya Karışık


Son zamanlarda bloga pek yazmadım çünkü çoğu zaman hiç içimden gelmedi...Hani herkesin mutsuz ve herşeye karşı isteksiz hissettiği dönemler vardır ya, onlardan biri de bana misafir geldi.. Süpersonik bir PMS ile de birleşince iyice raydan çıktım, herşeye sinirlendim, ıvır zıvır için gözlerim doldu hemen...Bu ıvır zıvırın en büyüğü de arabanın önündeki sıyrık, güzel araba kullanıyorum diye gaza gelmişken çok içime oturdu o dökülen boya = (


Geçip giden bu depresif 2-3 haftada öğrencilerime yeterince yardımcı olamadım... Söz verdiğim halde Gezinim'e ekleyeceğim yazıyı (başladığım halde bir türlü tamamlayamadım) yazamadım... Arkadaşlarıma yapacağıma söz verdiğim birkaç takı vardı hala yapmadım... Laboratuarı yeniden düzenlemem lazım, sürekli erteliyorum...Yapıl(a)mayan bir sürü şey birikti...

Silkelenip kendime gelmem lazım!!! 2011'e böyle basık ve depresif girmek istemiyorum!!!

25 Aralık, 2010

Bir Yeniyıl Hediyesi de Dünyaya!

Yılbaşı aynı zamanda kardeşimin de doğum günü, üstelik kolaylık olsun diye nüfus cüzdanına 1 ocak yazdırılanlardan değil gerçek 1 ocak doğumlulardan. Çok geç kaldığımı biliyorum ama hala hediyesini alamadım... Gecikmemin nedeni ne alacağıma bir türlü karar verememekti ama Greenpeace'den gelen e-posta ile bu sorun çözülmüş oldu. O e-postada diyordu ki:

"Gelin yeni yıla girerken bu kez yepyeni iki şey yapın:

1. Listenizin en başına dünyamızı ekleyin.
2. Greenpeace ürünlerinden istediğiniz birini seçin ve gerisini bize bırakın.

Bu yıl Greenpeace'in online mağazasından seçtiğiniz her hediyeyle gezegenimizi korumamıza yardım edecek ve listenizin en başına yazdığınız dünyaya da bir hediye vermiş olacaksınız. Hediyeniz bambaşka bir fark yaratacak!

2011 daha yeşil, temiz ve güvenli bir sene olsun
Greenpeace Akdeniz"

Ben şu modelleri beğendim, bu akşam eşimle bir tanesini seçip sipariş vereceğiz:


























Sitede daha bir çok seçenek var, göz atmak isterseniz buraya tıklamanız yeterli =)

Ürünler hakkında bir de şu bilgi yer alıyor sitede:


"Ürünlerimizin tasarım ve fotoğraf baskı işlemleri, su bazlı mürekkep ve ağır metal içermeyen malzemeler kullanılarak yapılıyor! tüm tişört, çanta, sweatshirt ve kapşonlular, serigrafi yerine, çevre dostu doğrudan tshirt baskı tekniği kullanılarak üretiliyor!"

Bir Yeniyıl Hediyesi de Dünyaya!

Yılbaşı aynı zamanda kardeşimin de doğum günü, üstelik kolaylık olsun diye nüfus cüzdanına 1 ocak yazdırılanlardan değil gerçek 1 ocak doğumlulardan. Çok geç kaldığımı biliyorum ama hala hediyesini alamadım... Gecikmemin nedeni ne alacağıma bir türlü karar verememekti ama Greenpeace'den gelen e-posta ile bu sorun çözülmüş oldu. O e-postada diyordu ki:

"Gelin yeni yıla girerken bu kez yepyeni iki şey yapın:

1. Listenizin en başına dünyamızı ekleyin.
2. Greenpeace ürünlerinden istediğiniz birini seçin ve gerisini bize bırakın.

Bu yıl Greenpeace'in online mağazasından seçtiğiniz her hediyeyle gezegenimizi korumamıza yardım edecek ve listenizin en başına yazdığınız dünyaya da bir hediye vermiş olacaksınız. Hediyeniz bambaşka bir fark yaratacak!

2011 daha yeşil, temiz ve güvenli bir sene olsun
Greenpeace Akdeniz"

Ben şu modelleri beğendim, bu akşam eşimle bir tanesini seçip sipariş vereceğiz:


























Sitede daha bir çok seçenek var, göz atmak isterseniz buraya tıklamanız yeterli =)

Ürünler hakkında bir de şu bilgi yer alıyor sitede:


"Ürünlerimizin tasarım ve fotoğraf baskı işlemleri, su bazlı mürekkep ve ağır metal içermeyen malzemeler kullanılarak yapılıyor! tüm tişört, çanta, sweatshirt ve kapşonlular, serigrafi yerine, çevre dostu doğrudan tshirt baskı tekniği kullanılarak üretiliyor!"

24 Aralık, 2010

Fiyonklu Eldivenler


Bu deri eldivenler Ankara'ya  son gidişimde Park Bravo'da karşıma çıktı. Gri renkte olduğu için dikkatimi çekmişti, fiyonklarını görünce elimde denedim. Elimdeki duruşunu da beğenince etiketine baktım ve önce etiketi yanlış basmışlar diye düşündüm, çünkü 5TL yazıyordu. Kasaya sorduğumda "Hayır, gerçekten de 5TL" cevabını aldım. Üstelik içindeki etikette %100 deri yazıyordu ve yumuşacıktı!! Aldım gitti tabii ki =))

Sabahları arabanın derecesi -3.5, -4, -5 diye giderek daha da düşük sayıları gösterdiğinden "Uff iyi ki almışım bu eldivenleri! Brrrr!" demeyi alışkanlık haline getirdim bile!! Eğer hala bulabilirseniz, yılbaşı için de güzel bir hediye seçeneği olabilir bence ;)

Fiyonklu Eldivenler


Bu deri eldivenler Ankara'ya  son gidişimde Park Bravo'da karşıma çıktı. Gri renkte olduğu için dikkatimi çekmişti, fiyonklarını görünce elimde denedim. Elimdeki duruşunu da beğenince etiketine baktım ve önce etiketi yanlış basmışlar diye düşündüm, çünkü 5TL yazıyordu. Kasaya sorduğumda "Hayır, gerçekten de 5TL" cevabını aldım. Üstelik içindeki etikette %100 deri yazıyordu ve yumuşacıktı!! Aldım gitti tabii ki =))

Sabahları arabanın derecesi -3.5, -4, -5 diye giderek daha da düşük sayıları gösterdiğinden "Uff iyi ki almışım bu eldivenleri! Brrrr!" demeyi alışkanlık haline getirdim bile!! Eğer hala bulabilirseniz, yılbaşı için de güzel bir hediye seçeneği olabilir bence ;)

21 Aralık, 2010

Topuzuma Renk Gelsin!

Okula giderken yaptığım saçlar konusunda pek de yaratıcı olduğum söylenemez, bunda sabah uykusunu çoook sevmemin de etkisi büyük tabii =))

3 ana saç şeklim var ama en sık kullandığım saç, bildiğimiz topuz... Diğerleri ise yarım toplanmış ya da (üşenmeyip akşam yatarken saçlarımı sarmışsam) tamamen açık bırakılmış su dalgaları. Sık kullandığım topuza arada bir değişiklik katmak için üst tarafında balıksırtı örgü ekliyorum bazen ama daha değişik birşeyler yapmak istiyordum.


Geçen gün çocuklarla Veda adlı filmi izlerken Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın gençken topuz yaptığı saçına taktığı bir aksesuar dikkatimi çekti. O topuzun alt tarafına yapmıştı ve metal bir taraktı. Bense düğünümüzdeki saçımda da olduğu gibi topuzun yan tarafına takılacak ve daha spor tarzda birşey istiyordum. Tv izlerken bu çıktı:


Eh, bu da kendime ikinci yılbaşı hediyem olsun =)) İlk hediyem için buraya, hedefteki üçüncü kocaman hediye için ise buraya bakabilirsiniz =))

Topuzuma Renk Gelsin!

Okula giderken yaptığım saçlar konusunda pek de yaratıcı olduğum söylenemez, bunda sabah uykusunu çoook sevmemin de etkisi büyük tabii =))

3 ana saç şeklim var ama en sık kullandığım saç, bildiğimiz topuz... Diğerleri ise yarım toplanmış ya da (üşenmeyip akşam yatarken saçlarımı sarmışsam) tamamen açık bırakılmış su dalgaları. Sık kullandığım topuza arada bir değişiklik katmak için üst tarafında balıksırtı örgü ekliyorum bazen ama daha değişik birşeyler yapmak istiyordum.


Geçen gün çocuklarla Veda adlı filmi izlerken Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın gençken topuz yaptığı saçına taktığı bir aksesuar dikkatimi çekti. O topuzun alt tarafına yapmıştı ve metal bir taraktı. Bense düğünümüzdeki saçımda da olduğu gibi topuzun yan tarafına takılacak ve daha spor tarzda birşey istiyordum. Tv izlerken bu çıktı:


Eh, bu da kendime ikinci yılbaşı hediyem olsun =)) İlk hediyem için buraya, hedefteki üçüncü kocaman hediye için ise buraya bakabilirsiniz =))

19 Aralık, 2010

Kendime Yeni Yıl Hediyesi



Yılbaşı için hazırlıklar bizim evde de başladı! Bu yıl maalesef bu uzak şehirde, evimizde, iki kişilik küçücük bir çekirdek aile olarak gireceğiz 2011'e.

Okulda sürekli beyaz önlük giyiyorum, yılbaşı şerefine konuya uygun bir broş yapayım kendime ve beyaz önlüğümü renklendireyim istedim. Dünyanın "poinsettia" bizimse Atatürk Çiçeği" değimiz yılbaşı çiçeğinin broşunu yapmaya karar verdim.

Broşum hazır, yarın beyaz önlüğümün yakasına takılmayı bekliyor =) Kendime ilk yeni iyıl hediyesini vermiş oldum böylece. Siz de başkalarına hediye aramaktan kendinize hediye vermeyi unutanlardan olmayın ;)

Kendime Yeni Yıl Hediyesi


Yılbaşı için hazırlıklar bizim evde de başladı! Bu yıl maalesef bu uzak şehirde, evimizde, iki kişilik küçücük bir çekirdek aile olarak gireceğiz 2011'e.



Okulda sürekli beyaz önlük giyiyorum, yılbaşı şerefine konuya uygun bir broş yapayım kendime ve beyaz önlüğümü renklendireyim istedim. Dünyanın "poinsettia" bizimse Atatürk Çiçeği" değimiz yılbaşı çiçeğinin broşunu yapmaya karar verdim.


Broşum hazır, yarın beyaz önlüğümün yakasına takılmayı bekliyor =) Kendime ilk yeni iyıl hediyesini vermiş oldum böylece. Siz de başkalarına hediye aramaktan kendinize hediye vermeyi unutanlardan olmayın ;)

16 Aralık, 2010

Mısır- Kahire Müzesi

Mısır'da Şarm el-Şeyh'ten sonraki durağımız Kahireydi. Bu iki şehir arasında yolculuk ederken Süveyş Kanalı'nı geçmeniz gerekiyor. Tarih derslerinde anlatılanları hatırlayıp kanalı göreceğim için heyecanlanmıştım ama tek görebildiğim ve fotoğrafını çekebildiğim görüntü bu oldu:


Afrika'nın en büyük kenti olan Kahire'de ilk gittiğimiz yer bu anıttı.



Anıtın en güzel yanı ise bu askerler ve bekçilerdi =))



Sonraki durağımız ise Kahire müzesiydi.


İçeriye fotoğraf makinesi sokmak yasak olduğu ve telefonla ya da (kaçak olarak içeri sokmayı becerebilirseniz) makineyle gizli gizli fotoğraf çekerken yakalanırsanız el koymaya bayıldıklarını duyunca, mecburen (güvenemesek de) fotoğraf makinelerimizi kapıda bıraktık. Sadece bahçede fotoğraf çekebildik...










Müzenin dışı böyle, içeride ise sizi Tutankamon'un hazineleri, gözlerinizi yerinden fırlatacak kadar altın, onlarca inanılmaz mumya, 120.000'den fazla eser sizi bekliyor... Dünyanın en zengin müzelerinden olan Kahire Müzesi'ndeki eski Mısır hazineleri insanın gerçekten de başını döndürüyor!

Mısır'da Şarm el-Şeyh'in sualtını görmeden ölmeyin demiştim, kesinlikle görülmesi gereken bir diğer yer de Kahire müzesi. 

Not: Kahire müzesi hakkında iki şeyi söylemeyi unutmuşum, gitmeden önce mutlaka ama mutlaka araştırma yapın, rehberiniz size var olanın ancak milyonda birini anlatabilir. Hatta yanınızda araştırma notlarınız bulunursa daha da güzel olur. Bir de içeride 10 dolar ek ödeme yapılarak girilen mumyalar odasını atlamayın, orası için alınan biletle iki mumya bölümü birden gezebiliyorsunuz, gitmişken görmeden dönmek olmaz.

Bir sonraki yazıda da piramitler ve Sfenks var, sizi bir fotoğraf bombardımanı daha bekliyor =) Ama Mısır seyahatimizde fotoğrafların neredeyse tamamı yürürken ya da birileri "hadi hadi gidiyoruz" diye seslenirken çekildi... O yüzden kenardan görünen yabancı insanların, köşeden görünen çöp tenekelerinin, yamuk çekilmiş fotoğrafların kusuruna bakmazsınız umarım...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Kim o?