28 Aralık, 2011

Oje İmparatorluğu

(...) Kaç tane ojeniz var hiç merak ettiniz mi? Ben ipin ucunu kaçırmaya başladığımı fark edince “kaç tane oldular acaba” diye bir bakayım dedim, başladım saymaya. 30′u geçince kaşlarım (...)

26 Aralık, 2011

Pazartesi Sendromu Ne ki?


Ohoooo biz pazartesi sendromuna son vereli çok oldu! Tembel bir blogger olarak "Evrenden Torpilim Var" hakkında planladığım yazıyı yazamamış olabilirim. Amaaa sizi her pazartesi posta kutuma düşen E-postalardan haberdar etmem lazım :) Eğer Aykut Oğut'un kitaplarını okumadıysanız her pazartesi sabahı karşınıza bu postalar size pazartesi için güç verecek, eğer bir de kitapları okuduysanız oooh enerji patlaması yapacak!

Bedelsiz demek doğru olmaz; para ödemeden bize gelen bu postalar ülkecek enerji yükselmesi ve eğer okunduysa kitapla yükselen enerjinin yukarıda tutulması hedeflenerek gönderiliyor bence :D

İşte örnek olarak bugün gelen postam:

"Nice mutlu, huzurlu, keyifli, bol torpilli yıllara sevgili Aslı.
2011 de ne olduysa oldu. Geriye bakmak sadece onu daha fazla yaratmana yardım edecek.
2012 senin yılın artık.
- Evren çığlık çığlığa 'yeni yılın kutlu olsun' diyeceğine 'yeni Aslı yılın kutlu olsun' diyor.
- Daha 6 gün var yeni yıla. 2011 de istediğin herşeyi 6 günde bile yaratabilirsin.
- Belki gece 12'de zil zurna olacaksın ama en azından 31 Aralık sabahı, yeni yıl için bir tane vizyonlama yap.
Belki vizyonların içinde bazıları seni korkutacaktır ama sakın unutma Aslı,
''Cesaret bir şeyi korkmadan yapmak değil, bir şey korka korka da olsa yapabilmektir''
PS: Aramızda kalsın ama, Noel baba aslında gerçek ;))))))))))
Öptük valla
Aykut & Esra ve kediler. "

"Ben de istiyorum" derseniz tıklayın, her pazartesi dopinginiz ve aylık bülteniniz posta kutunuza düşsün :D

Not: zil seslerine de bir bakın derim, kullanması çook keyifli :D (dinleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız!)

25 Aralık, 2011

Oje İmparatorluğu



Kaç tane ojeniz var hiç merak ettiniz mi? Ben ipin ucunu kaçırmaya başladığımı fark edince "kaç tane oldular acaba" diye bir bakayım dedim, başladım saymaya. 30'u geçince kaşlarım havaya kalkmaya başladı, 40'ı geçince "uuu" demeye başladım, 50'yi geçince saymayı bıraktım...



Kutudakiler dışında sık kullandığım birkaç oje çekmecemde duruyor, üzerine bir de dün dayanamayıp aldığım 2 ojeyi eklersek... Boşverin siz de saymayın :D

08 Aralık, 2011

PASTEL KIŞ OJELERİ

Pastel'in 2011-2012 kış ojeleri çok hoş bence. Renkleri görünce her zaman olduğu gibi "Sadece 1 tane alma hakkım olsa hangisini alırdım" oyunu oynadım, kararsız kaldım :)

07 Kasım, 2011

İyi Bayramlar



Şehit haberlerini ve depremi unutamadık, hala boğazımızda birer yumrular ama herkese mümkün olduğunca güzel bayramlar.

03 Kasım, 2011

Project Pan-Güncelleme

Burada birinci şurada da ikinci bölümünü yayınladığım devasa project pan ne durumda derseniz önce bitenler:


 





Bunlar bitip çöpe -daha doğrusu plastik için olan geri dönüşüm kutumuza- gidenler.


Rujlardan, pudralardan da ikişer tanesi hızla sona yaklaşıyor. Bitirip çöpe atmak insanı ne güzel hafifletiyormuş meğer! Yeni bir ürünü kullanmanın heyecanı önceki ürün bitmişse daha da fazla oluyormuş.


Babamların hediye ettiği kofre ve ojelerimi saymazsak kozmetik diyetim son derece başarılı ilerliyor, doğrusu başta bu kadar dayanabileceğimi sanmıyordum, mutlaka birşeyler alırım diye düşünmüştüm. Yurtdışı alışverişleri yasaklanamsaydı alırdım da belki ama orasını karıştırmayalım :)


Not: Arko'nun missss kokulu kremi bir motorsiklet kazası geçirdiği için kapağı kırık, alt tarafı çiziklerle dolu ve ağzı kirli gibi duruyor maalesef. Kremlerime şiddet uygulamıyorum yani!

29 Ekim, 2011

Türkiye Cumhuriyeti' nin 88. Yılı Kutlu Olsun!

Ekim ayı zor geçti, üzüntüler, huzursuzluklari çaresizlikler üst üste geldi. Şehitlerimizin yasını tutamadan Van'ın çaresizliğine ve yasına boğulduk.

Bu ayın en ve belki de tek güzel yanı olacak Cumhuriyet Bayramı ise (görüntüde) "Van için çok üzülüyoruz" gerekçesiyle iptal edildi. O üzüntüyü bayram iptaliyle değil afet sonrasi kurtarmalarda, yardımlarda ve organizasyonlarda gösterselerdi olmaz mıydı? Olmazmış demek ki.

Herşeye rağmen, herkese rağmen, bugün Cumhuriyet Bayramı.

Türkiye Cumhuriyetinin 88. yaşı kutlu olsun, nice yıllara!




 

19 Ekim, 2011

08 Ekim, 2011

Gümrük-Savar E.L.F. Fırçalar

Gümrük düzenlemelerine güvenemeden verdiğim ELF siparişim elime sağ salim ve tam kadro ulaşmıştı. Anlayacağınız iç rahatlığıyla ELF'ten fırça siparişi verebilirsiniz, fırça standı açmayacaksanız ELF'ten 75 euroluk alışveriş yapmanız ve bu nedenle gümrüğe da zor zaten :D Ama o siparişlere başka makyaj malzemelerini eklememeye dikkat edin. Ve bence studio serisi ve bamboo serisi dışındaki sert ELF fırçalarını boşuna almayın, bunlar ne kadar yumuşacıksa onlar da o kadar sert oluyor.

Siparişimde studio ve bamboo fırçalar vardı. Bunlar malum meşhur fırça markalarının yine kendileri kadar meşhur bazı fırçalarının bariz taklitleri ;)

Anormal fiyat farkı ve gösterdikleri performansı düşününce tamamına" iyi ki almışım" ve "siz de alın" diyorum!

 


İlki stipple brush; MAC 187'ye o kadar para (90tl civarı galiba) veremem diyorsanız yaklaşık 1/10 fiyatına (ben indirimle 1.75 sterline aldım) bu fırçayı deneyebilirsiniz.



Creme puff için, pudralarım için, allık için kullanıyorum; çok sevdim!


 


 Yaz bitti, ben de mutlulukla eyeliner ve dumanlı makyajlarıma geri döndüm. Bu fırça da o dumanlı gözleri sabah hızlıca oluşturmak için.




Bu fırçadan 2 tane aldım ama henüz denemedim, elim daha önce aldığım ELF Small Angled Brush'a fazlasıyla alıştı. Hiçbir sabah yeni fırçayı deneyip gecikme riskini göze alamadım, hazır haftasonu evdeyken unutmadan denemeli :)




Bu defa da MAC 184'ten mi esinlenmişler ne?



Veee merak ettiğim bamboo serisi fırçalar. Fırçaların yanında gelen çanta bile birebir esinlenilmiş (!)





Ruj fırçasını her gün kullandım, diğerleriniyse sadece denedim, yumuşacıklar :) Tek sorun kısacık olmaları, seyahatler için ideal ama günlük kullanım için küçükler bence. Satın alma sayfasında boyutları belirtilmiş zaten; 6cm-15cm aralığındalar.


Fiyatları nedir derseniz de (%50 indirimle aldım) şöyle:


Fan Brush                                     £1.75

studio stipple brush                     £1.75

Small Smudge Brush                    £1.75

studio angled eyeliner brush       £1.75

mineral 4pc bamboo brush set    £7.50

angled eyeliner brush                  £1.75

bamboo lip brush                        £2.75

Delivery:                                       £3.95

02 Ekim, 2011

Bir Kutu Dolusu Tatil

Bu yaz tatile ne uçak ne de arabayla gittik, atladık motorumuza 3000km kadar yol yaptık. Eh, 30 günlük tatile dünya kadar eşya götürüyordum, motorla asla taşıyamayacağımız kadar çok! O eşyalar bizden önce kargoyla tatile çıktı, dönüşte de yine bir koliye sığışıp arkamızdan geldi.

28 Eylül, 2011

Geldi!



Gümrük sorunları yüzünden gelir mi gelmez mi diye merakla beklediğim E.L.F. siparişim salı günü geldi :) 14 Eylülde yola çıkmıştı, her zamanki zamanlamasına uygun olarak 2 haftada elime ulaştı.

Neler aldığımı göstereceğim, beklemede kalın ;)

24 Eylül, 2011

Project OMG! Pan-2

Veee kaldığımız yerden bitirme projeme devam. Karar ile uygulama aralığında 2 ürünüm bitmişti (fotoğraflarda da yoklar zaten), ikinci yazıyı yazana kadar birkaç ürün daha bitti.

Nerede kalmıştık?


23. Fa Golden Star:


Kokusunu beğenerek almıştım, hala da seviyorum ama çok uzun süredir bitemedi gitti... Deodorantların yarattığı o yanma hissini sevmediğim için arada roll-on kullanıyorum. Madem onu sevmiyorsun neden hep roll-on kullanmıyorsun derseniz, roll-on da da üstteki o top bölgesinde bakteri oluşumu olması kolay.


24. Maybelline Define-A-Lash


Şu alışverişte aldığım Maybelline setin içinden çıkmıştı bu rimel. Topaklanma yapmadan, fazla dolgunlaştırmasa da güzel güzel belirginleştiriyor. Sırada bekleyenler olmasa tekrar alır mıyım, alırım :)


25. Avon Moisture Seduction Ruj- Mocha Plum


%50 indirimdeyken denemek için almıştım, çok da memnun kaldım. Hem rengi çok güzel hem nemlendirici etkisi yüksek. Benimki geldikten sonra diğer arkadaşlarım da renklerinden sipariş verdiler, onlar da çok memnun. Eğer ruj arıyorsanız bu seriye bir göz atın derim.


26. Maybelline Watershine Diamonds-Mauve Diamonds (110)


Çoğu kişinin bu seriden bir ruju olmuştur diye düşünüyorum, glossları da vardı. Vakt-i zamanında hızımı alamayıp 2 tane almışım bu rujdan, o zamanlar severek kullanıyordum ama şimdi bana gitmediğini düşünüyorum. Yapısı çok ince, incecik simlerle dolu ve dudakları kurutmuyor; birçok kişi için harika bir ruj seçimi olabilir ama benim ten rengim zaten çok beyaz ve dudak rengim de onunla birlikte beyaz. Bir de kalın dudaklıları iyice köfteye dönüştürüyor bu simli-açık renk rujlar! Biraz daha renk veren rujlardan yanayım son zamanlarda. O yüzden bu rujları koyu renk ve mat rujlarıma ikinci kat olarak kullanıyorum pırıltı katıyor ama tek kat bunu kullanmayı kestim artık.


27. E.L.F. Mineral Lipstick (Barely Bitten)


Eyes Lips Face'in mineral serisinden bir ruj, rengi de tam adına uygun. Hani dudak renginizin solduğunu görüp azıcık ısırarak renk verirsiniz ya, öyle sağlıklı ve doğal bir renk. Çok uzun süredir kullanıyorum, artık bozulacaktır o yüzden bitirmeye çalışıyorum.


28. Max Factor Colour Perfection Lipstick-Ruby Shimmer


Rengini şurada görebilirsiniz, güzel bir ruj ama altında nemlendirici sürmek lazım, çok kurutuyor. Bir daha alır mıyım; benim için fazla simli olduğu için almayacağım.


29. Rexona Cotton:


Ev yarım yarım kullanılmış deodorant dolu maalesef. Bir tanesini project pan başlasam mı derken ısrarla kullanımım sonucu bitti, sıra bunda. Güzel bir kokusu ve bol bol pudrası var.


30. Garnier Esas Bakım- Göz Makyajı Temizleycisi


Kullandıktan sonra kaybolup giden, gayet güzel temizleyen, lens gözümdeykenkullandığımda dahi rahatsız etmeyen, uygun fiyatlı bir ürün. Fiyat performans olarak alınabilecek en güzel ürünlerden, tekrar alırım.


31. Neutrogena Göz Makyaj Temizleyicisi


İki fazlı bu ürünün seveni çok ama ben o gruba dahil değilim. Hem temizleme sırasında hem de sonrasında yarattığı vıcık vıcık hissi sevmiyorum. O yağı temizlemek için göz altımı ova ova yıkamak zorunda kalmak hoşuma gitmiyor. Bir daha hayatta almam.


32. Garnier Sivilce Karşıtı Roll-on


Sivilceyi küçültme konusunda yavaş kalsa da yarattığı o serin serin rahatlatma hissi için almaya, sürmeye değer. Bu aralar cipse çikolataya sarınca ihityacım oluyor buna maalesef...


33. Garnier Kafeinli Roll-on


Gözlerim şiş uyandığımda ilk iş bundan sürüyorum, üzerinde de bir yeşil çay içince okula gidene kadar şişlik iniyor. Aynı sivilce karşıtı olan versiyonu gibi bu da serin ve çok hoş bir his bırakıyor :)


34. ELF Kütikül Kalemi


Çantamda her an taşıyabiliyorum, kalem şeklinde olduğu için kullanımı kolay ve kütikülleri hemen yumuşatıp geri itiyor; daha ne olsun? 1.5 sterline almıştım, elimdekiler bittiğinde lanet kozmetik yasağı bitmiş olursa yine alırım.


35. FlorMar Perfect Coverage Concealer (02)


Lens kullandığım için yüzerken deniz gözlüğümü (su almasın diye) deliler gibi sıkı takıyorum. Her yüzüşüm de en az 1 saat sürüyor ve sudan çıktığımda dayak yemiş gibi mosmor iki yuvarlak gözlerimi çevrelemiş oluyor. Tatil sırasında bu kapatıcıyı o izleri saklamak için geçici olarak galmıştım. Ortalama kapatıcılıkta, ortalama yoğunlukta ve arko kremler gibi yoğun bir kokusu var. Bunu göz çevrem yerine ufak etefek izleri kapatmak için kullanacağım, bir daha da almayı düşünmüyorum.


36. Maybelline Everfresh Concealer (Light Beige)


Herşeyi ortalama: fiyatı, kapatıcılığı, yoğunluğu, kokusu... Yine de bu kapatıcıyı uzun zamandır severek kullanıyorum. Elimdekiler bittikten sonra tekrar almayı düşünebilirim.


37. Rimmel Extra Super Lash (Brown-Black)


Bu rimeli taaa Dubrovnik tatilimizde Karadağ'dan almıştım. Topaklanmadan kirpikleri güzelce ayırdığı, aşırı bir dolgunluk vermese de belirginleştirdiği, rengi son derece doğal olduğu ve tabii ki hatırası olduğu için çok seviyorum. Özellikle makyajsız ama bakımlı görünmek için iyi bir seçim, tek tek ayrılmış koyu renk kirpiklerle rimel sürmemiş izlenimi verebiliyorum ;)


38. J Lo Live Luxe


Bu parfüm hiç benim tarzım değil, fazlasıyla şekerli ve meyveli, şimdi denesem almazdım. Yine de enerji patlaması yaşadığım, rengarenk giyindiğim günlerde iyi gitti:) Azıcık kaldı, onu da 2-3 günde bitiririm.


39. Cacharel Liberté


50ml.liğini 23 liraya Cheapsmells'ten almıştım, kışın çok severek kullandım. İlk anda çok ağır gelebilir, yaz ve ilkbahar için de uygun değil ama sonbahar ve kış için seçilebilir. İleride tekrar alabilirim :)


40. ELF Candy Shop Lip Gloss (Cherry Bomb)


Kutusunu, rengini, kokusunu, fiyatını çok seviyorum :) Elimde açılmamış bir tane daha var, şaşırmadınız değil mi :D


41. The Body shop- Merry Cranberry Lip Balm


Dudağa hafif bir vişne rengi veriyor, içinde de fazla göze batmayan minik simler var. En güzel yanı kışın soğuklarında dudağı harika koruması ve şeker kokusu :) Havalar soğuyunca hemen bitiririm bunu muhtemelen.


42. Golden Rose Likit Eyeliner


Fırçası ve koyu siyah rengi çok güzel ama maalesef kalıcılığı kötü... Bir daha almayı düşünmüyorum.


43. The Body Shop Kenevirli Dudak Balmı


İncecik, küçücük bu balm da çatlamış-kurumuş dudaklar için birebir.


44. Maybelline Affinitone Pudra


Tam istediğim gibi: doğal görünümlü, kapatıcılığı düşük, yağlanmayı önleyici ve hafif. Kenarında köşesinde kalan pudrayı bitirmeye çalışıyorum, elimdeki id Bareminerals pudra bitince tekrar bundan alacağım.


45. Max Factor Creme Puff


Bu project pan en çok bu üründe işe yaradı, aldığımda kıştı ve ben Casper beyazıydım. Şimdi bronzlaşınca, daha doğrusu pembeleşince tekrar bir deneyeyim, bitsin bu da dedim. Geçen haftadan beri her gün kullanıyorum, bayıldım!


46. Golden Rose Liquid Concealer (05)


FlorMar ile benzer özellikteler, farkları ürün miktarları (FlorMar 10ml, bu 2ml) ve birinin sünger fırçalı diğerinin çevirmeli-oje fırçalı olması.


47. Dior Diorissime Ready To Wear Makeup Clutch (Daylight Madonna)


Renklerine, kalıcılığına, kutusuna bayılıyorum! Gündüz makyajı için çok güzel bir palet, farlar da baz sürmeden dahi kalıcı. Ama son kullanma tarihini geçti, bir an önce bitsin, yazık olmasın...


48. Avon Simple Elements Perfect Cotton


Bendeki 30ml.'lik küçük boyu, çantamda taşımak için almıştım. Temiz bir kokusu var ama ne yazık ki çoğu Avon parfümü gibi kalıcı olmaktan çook uzak...


49. Rochas Fleur d'eau


Benim ferah ve güzel bahar kokum :) Kokusu nasıl derseniz cevabım bahar bahar kokuyor derim. Şişesini de kokusunu da çok seviyorum ama alalı çok oldu, kokusu bozulmaya başlayacak, bitirmeliyim.


Geldik sonbahar dönemli bitirme projemin listesinin sonuna. Bundan sonra biten ürün yazılarında görüşmek üzere ;)


19 Eylül, 2011

Heyecan



Biliyorum, çok güzel geçecek bu yıl; hem öğrenciler için, hem biz öğretmenler için hem de veliler için!

Yine de yıllardır olduğu gibi çok heyecanlıyım, içim pır pır!

14 Eylül, 2011

Project OMG! Pan-1

"Bir Project Pan lazım" diye inleyen çekmecelerime daha fazla karşı koyamadım... Aphraell de verdi gazı, haydi dedim bir sonbahar temizliği olsun, dolup taşan çekmecelerim boşalsın.

Meğer ipin ucu kaçalı çooook olmuş! Ürünler sıraya dizilip giderken inanamadım, saymaya başladığımda ise dehşete kapıldım resmen!

Listem çok uzun olduğu için ilk etapta parfüm, deodorant, pudra ve rujları, sonrasında da cilt bakım ürünlerini bitirmeyi planlıyorum. Şu anda eylül ayının ortalarındayız, kasım ayının sonuna kadar bu resimlerden hiçbir şey kalmamış olmasına çalışacağım. Zaten kalmamalı da çünkü resimlerdeki ürünlerden çoğunun yedeği var onlar da apayrı ve koccaman bir çekmeceyi kaplıyor.

Karşınızda uzayıııp giden, kısalması için çırpınacağım listemn birinci bölümü:


 

1. Rosense %100 Gülsuyu:

Katkısız olan bu gül suyunu kullanırken gayet memnundum aslında. Cildi yakmıyor ve kurutmuyordu ama bu daha bitmeden aldığım yüz temizleme jellerinin takımı olan tonikler yüzünden buzdolabında unuttum gitti... (Gül suyunu buzdolabında muhafaza ederseniz daha uzun süre taze kalıyor) 8tl'ye alınabilecek en doğal ve iyi ürün hala bu bence.

2. Rosense Yüz Yıkama Köpüğü:

Ne kötü ne de iyi, ortalama bir yüz yıkama köpüğüydü, daha bu bitmeden eve giren yeni temizleme jelleri yüzünden bu da unutulup gitti.

3. The Body Shop Seaweed Serisi Yüz Yıkama Jeli:

Cildi kurutmayan, hafif ve güzel kokan bir jel. Bu seriyi çok severek kulanıyorum; jelini, toniğini, nemlendiricisini ve temizleme sütünü set halinde almıştım. Jeli akşam yüzümü yıkarken kullanıyorum. Sanıyorum hedeflediğim tarihe kadar bitecek.

4. Garnier Derinlemesine Arındırıcı Peeling Jeli

Peeling etkisi çok az olan bir jel bu, peeling pıtırcıkları çok ince, çok minik. Benim cildim karma-yağlı arası bir cilt ve günlük olarak üst üste bu jeli kullansam bile tahriş ya da kurutma yapmıyor. Ama vaadettiği siyah noktalarda azalma ve gözenekleri küçültme gibi bir etki de yapmadı bende. Bir bitsin, bir daha almayacağım :D

5. Garnier 3'ü 1 arada

Temizleme, peeling ve maskeyi aynı anda yapabileceğinizi söyleyen bir ürün. Sulandırıp yüzünüze sürdükten sonra yüzünüzü ovarak peeling yapabilirsiniz. Eğer nemli cildinize sürer ve bekletirseniz maske olarak da kullanabilirsiniz. Kötü tarfı yapısının beyaz bir çamur gibi olması ve özellikle maske olarak kullanırken yüzden temizlemenin zor olması. Fiyatına göre iyi bir ürün ama bir daha alacağımı zannetmiyorum.

6. The Body Shop Çay Ağacı Serisi-Yüz Yıkama Jeli:

Çok keskin kokusuyla ve ciltteki yağı silip süpürmesiyle çoğu kişiye uygun olmayacak bir jel. Daha ziyade kötü beslendiğim, cildimin yağlandığı ve problemli olduğu dönemlerde kullanıyorum. Bir tane daha bu kocaman (250ml!) jelden var, tekrar alıp almayacağıma karar vermek için o şişenin de bitmesi lazım :)

7. Vichy Normaderm Problemli Ciltlere Karşı Bakım Kremi

Hafife yakın yapıda normal bir krem. Aldığım dönemde düzenli kullandım ama bir etkisi olmadığı için çok çok az kaldığında attım bir kenara. Kısa sürede biter zaten. Fiyat-performans olarak bakınca bir daha almam, bir özelliği yok.

8. Neutrogena Alkolsüz Tonik:

Migros'ta 1 alana 1 bedava indiriminden almıştım. Alkolsüz olması, cildi yakmaması, çok keskin bir kokusunun olmaması olumlu yönleri, bunlar dışında bildiğimiz tonik işte. İndirimdeyken görürsem tekrar alabilirim ama önce elimdeki yedek tonikleri bitirmeliyim...

9.Neutrogena Yağsız Nemlendirici krem:

Tek iyi yanı güneş koruma faktörü (15) olmasıydı, onun dışında cildimi vıcık vıcık yapan, gözeneklerimi kocaman açıp yağ fışkırmasına sebep olan fazlasıyla yoğun bir krem. Bir daha hayatta almam. Bu kremi eşime sürdürüyorum, kupkuru cildine traş sonrasında işe yarar diye. Bitirmem gereken çok ürün var canım, o da yardım etsin azıcık!!!

10. Nivea Selülit Kremi:

Selülit denen şeyin sadece masaj, su ve sporla o da ancak bir noktara kadar iyileşebileceğine inanıyorum. Umut fakirin ekmeği mantığıyla almıştım herhalde :) Kremin içeirsindeki şu ya da bu maddeden değil ama kremi yedirmek için yapacağım masajdan fayda görme ihtimalim için bunu da bitirip atacağım.

11. Lapitak Ayak Kremi

Vazelin ile aynı etkiyi yapıyor, ondan birazcık daha az yağlı olduğu için bundan almıştım. Tatil bitti kapalı ayakkabıları giymeye başladım ama topukları ihmal etmemek lazım ki bir dahaki bahara pembe ve yumuşacık çıksınlar ;)

12. Oriflame Domates Özlü Kil Maskesi:

Beyaz çamur kıvamında bir maske. İlk yıkandığı dakikalarda gözenekler hafif küçülmüş oluyor, biraz gerginlik yaratıyor ama kısa süre sonra herşey normale dönüyor. Olsa da olur olmasa da olur bir maske, bitince tekrar almayacağım.

13.Avon Planet Spa-Zeytinyağlı Nemlendirici Maske

Cilde özel bir etkisi yok ama kokusu çok güzel olduğu ve kolay durulandığı için kullanmayı seviyorum. Bitirene kadar kullanıp bir daha almayacağım.

14. Rosense Kayısı Partiküllü Peeling

Minicik partükülleriyle peeling yapmaktan uzak bir ürün. Kokusu annemin ben küçükken kullandığı nemlendricilere benziyor. Az kaldığı için bitiriyorum, bir daha da almayacağım.

15. Gliss Oil Nutritive Sıvı Saç Kremi

Bayılıyorum bu sıvı saç kremlerine! Yarısı bitti zaten ama yedekte 2 tane daha beklediği için bu bitsin, sıra diğerlerine gelsin :)

16. The Body Shop Çay Ağacı Serisi- Nemlendirici

6'daki jelin nemlendiricisi. Serinin cildime iyi gelip gelmediğini görmek için önce bu seyahat senini almıştım, yüz yıkama jeli ve toniği bitti, sivilceler için olan yağı bitirmek için acele etmiyorum ama bu krem de bitsin artık. Yolculuklar için bu tür küçük setler gerçekten iyi oluyor ama çoğu nemlendirici zaten küçük boyda olduğu için bunu ısrarla tutmak için bir sebep yok, bitsin.

17. Nivea Günlük Matlaştırıcı Nemlendirici Yüz Kremi

Hafif bir krem sayılmaz ama ağır ya da yağlı da değil. Bir daha almam ama bitene kadar da kullanabilirim, özellikle önümüzdeki aylarda havalar soğuyunca.

18. Garnier Nemlendirici ve Koruyucu Bakım Kremi

İndirimdeyken merak ettiğim için almıştım. Cildimi yağlandırıyor o yüzden eşime devredilecek 2. parça da bu. Ha ben bitirmişim ha o, maksat çekmecelerde yer açılsın!

19. The Body Shop Kenevirli Body Butter

Özellikle bronzlaşan derinin pul pul olmaya meyilli olduğu bugünlerde iyi gidiyor ama o ağır kokusu yok mu, gün içinde bile "kötü birşey kokuyor ne ki" deyip kokunun kolumdan bacağından geldiğini fark etmek hoş olmuyor... Yarattığı parlak, sağlıklı ve daha bronz görüntü için kullanmaya devam...

20. The Body Shop E Vitaminli Göz Kremi

Annemin göz çevresinde nerelerin kırıştığına bakınca benimkinde de aynı yerlerin kırışmaya başladığını fark ettim. O 2 noktaya unutmadığım zamanlarda sürmeye çalışıyorum, bir etkisi olup olmadığını görmek için yıllar sonraya bakmak lazım...

21. The Body Shop Seaweed- Nemlendirici Krem

Şimdiye kadar kullandığım nemlendiriciler arasında en sevdiğim, cildime en iyi gelen bu. Yapısı hafif, nemlendirmesi kararında, yağlanmayı azaltıyor, kokusu çok güzel, her yönüyle seviyorum. Bu kutu bitmek üzere ama elimde 2 tane daha yedek var, şirket batsa bile yosun kremimden yoksun kalmayacak durumdayın anlayacağınız!

22. The Body Shop Çay Ağacı Özlü Yüz Maskesi

Kil renginde, çamur kıvamında bir maske. Özellikle yazın yüzdeki ferahlatıcı etkisi için kullanıyordum, gözenekleri biraz toparlıyor. Kötü yanı yüzden temizlemek gerçekten zor oluyor. Bir daha almam çünkü bir yedeğim daha var :S

Kocaman listemin birinci bölümü burada bitiyor. İkinci bölümü yazmaya mecalim kalmadı, bitirme kısmını nasıl becereceğim bakalım.

Olacak olacak, listenin devamında görüşmek üzere ;)

13 Eylül, 2011

Sarah Jessica Parker-Covet

Sarah Jessica Parker'ın Covet parfümünü Cheapsmells'ten alırken kokusu hakkında bir fikrim yoktu, ne kadar kötü olabilir ki diye düşünerek almıştım.

 


Şurada yazmışım, 100ml'si 33$'mış ki, o zamanlar dolar böyle fırlamamıştı...  Yurtdışından kozmetik alışverişinin yasaklanacağı da aklımızın ucundan bile geçmiyordu tabii...

Yaz tatili başlarken ben de diğer parfümlerimin iyice azalmasını fırsat bilip hafif bir kokusu olduğunu okuduğum Covet'i kullanmaya başladım. Ama bir türlü sevemedim kendisini... O da beni sevmediğinden mi bilmiyorum, bende kalıcılığı Avon parfümlerinden bile daha az oluyor :( Kokuya tahammül edemediğim, üzerimde çok hafif bir koku istediğim günlerde kullanıyorum.



Sıradan bir kokusu olan, kalıcılığı çok düşük bu parfümü eğer Türkiye'den alsaydım çok pişman olurdum eminim. Sevil'deki indrimli(!) fiyatı 50ml için 80tl, 100ml için 118tl. İlla ki alacağım, kokusunu ben beğendim derseniz bile, bir yerlerde deneyip kalıcılığını görüp ondan sonra almanızı tavsiye ederim :)

11 Eylül, 2011

ELF Gümrüğü Geçsin, Bana Gelsin!



Bildiğiniz gibi bahar aylarında yapılan gümrük düzenlemelerinden beri yurtdışından kozmetik ürünleri getirmek yasak. Hatta kozmetik ve sağlık desteği amaçlı ürünler dışındaki alışverişlerdeki sınır da bir süredir 75€.

Kozmetik ürünler yasak olduğu için bir süredir yabancı sitelere bakmıyordum bile, görüp beğenip de alamadan sayfayı kapatmak sinr bozucu oluyor açıkçası...

ELF'ten gelen e-postada ELF'te tüüüüm ürünlerde %50 indirim olduğunu görünce, daha önce twitterda blogger arkadaşların fırçaların gümrüğe takılmadığını söylemesi aklıma geldi, denemeye karar verdim. Zaten o dönemde ELF'e e-posta göndermiştim, "Eğer bahsettiğiniz gibi gümrüğe takılırsa paket bize geri döner ve biz de paranızı iade ederiz, siz alışverişinizi rahatça yapın" demişlerdi.



Sadece makyaj fırçalarından oluşan siparişim gümrüğü geçebilecek mi bakalım, daha kargoya verilmedi ama beklemeye başladım bile :)

09 Eylül, 2011

Kuçulara, Pisilere Tarak


Bizim ufaklık, askeri disiplinle ve asker traşıyla büyüdüğü için tüy dökme sorunumuz pek olmuyor. Yine de bizimkinin kızlarında (5 tane de yavrusu var bizim tosuncuğun) uzun uzun tüylerini taramak için kullanılan Furminator diye bir tarayıcı görünce dikkatimi çekti.



Furminator ile tarayınca o rapunzel gibi köpeklerden dünyanın tüyü çıkıyordu, üstelik evdeki tüy topakları da neredeyse sıfırdı. Dur bir netten bakayım, hep kendime kozmetik mi alacağım, bu defa da bizim kıza birşeyler alayım dedim veee fiyatını görünce vazgeçtim.

Bir tarayıcıya 80-120 tl aralığında bir fiyat ödemem doğrusu. Ama başarılı alternatifleri olarak gösterilen diğer tarayıcılara bir bakayım dedim ve DealExtreme'de karşıma hem Türk kullanıcıların hem de oraya yorum bırakan kullanıcıların son derece memnun olduğu bu tarayıcı çıktı. Fiyatı 8.50 $



Ben denemek için bir tane aldım gitti, daha yola bile çıkmadı ama merakla bekliyorum. Gelince yorumlarımı yazarım ama o zamana kadar eğer arayan varsa bu alternatifi de bir denemekte fayda var :)

07 Eylül, 2011

Anne Fırını

Bugün gidip öyle bir şey aldım ki, daha 1 ay önce söyleseler hayatta inanmazdım.

Bizim Arçelik fırından iş çıkmayacağından zaten emindim, bir de üzerine tatilde "anne usulü köfte patates" "anne böreği" gibi yiyeceklerin lezzetinin "anne fırını"ndan kaynaklandığı sırrı verilince olmaz dediğim oldu :)



Mutfağımda uzaydan düşmüş bir parça gibi göründüğü için arka odamıza saklandı, ilk denememiz için bu akşamı bekliyor.

Menüde "anne usulü, Aslı yapımı köfte patates" var :D

06 Eylül, 2011

Bir Kutu Dolusu Tatil

Bu yaz tatile ne uçak ne de arabayla gittik, atladık motorumuza 3000km kadar yol yaptık. Eh, 30 günlük tatile dünya kadar eşya götürüyordum, motorla asla taşıyamayacağımız kadar çok! O eşyalar bizden önce kargoyla tatile çıktı, dönüşte de yine bir koliye sığışıp arkamızdan geldi.


İçinde güneş yağları, şortlar, sandaletler, bikiniler bulunan o rengarenk koli, şu anda koridorda açılmış ama boşaltılamamış halde duruyor... Eve döndüğümüzde de, okul tekrar başladığında da tatilin bittiğini bu kadar net görememişim...

Bu bitişi sindirip, tatili güzel anlarıyla tekrar hatırlayıp, "şimdi"ye konsantre olmaya gidiyorum, döneceğim :)

Resim

05 Eylül, 2011

Özetle,

16 Ağustos, 2011

Cennete Gittim

Önceki hafta atladık motorumuza, karadenize doğru ilerledik. Trabzon, Ordu, Samsun, Sinop'u gezerek Safranbolu'ya ulaştık. Lokumları, kuyu kebaplarını lüplettip tekrar yola düştük. Nihayetinde güzel Ayvalık'a ulaştık, Cunda'ya yerleştik :)
Eylül ayına kadar kendimi denize, kuma, sakızlı dondurmaya, ballı lora, balığa vermeyi planlıyorum. Bilgisayarım yanımda olmadığı ve ortalama telefonum bloga yazmayı (hatta e-posta okumayı/yazmayı) işkenceye çevirdiği için daha ziyade twitter dan ses veriyorum, orada görüşmek üzere :)

27 Temmuz, 2011

Zirvedeydim!

Geçtiğimiz hafta katıdığımız dağcılık şenliğinde,




Bu manzaraya uyandım.




Çimenlere uzanıp huzurla bu manzarayı izledim.




Bu zirveye çıktım. (3549 m)




Zirveden mutlulukla baktığımda bu manzarayı gördüm.




Başarmanın verdiği mutlulukla burada uzanıp gülümsedim :)



Deniz tatili çok güzel ve yeri ayrı ama yaz sıcaklarında ilaç gibi gelen, hem sıcaklardan bunalan bedeni hem de bütün yıl çalışıp fazla ısınan ruhu serinleten dağ tatillerinin de yeri ayrı.


Not: Fotoğrafların büyük hallerini görmek için üzerlerine tıklamız yeterli :)


23 Temmuz, 2011

Sağlıklı Oje

Aseton tırnak yapısını bozuyor, soyulmasına, güçsüzleşmesine sebep oluyor diye ojelerimi çıkartırken aseton yerine asetonsuz oje çıkartıcı kullanmaya dikkat ettiğimden burada bahsetmiştim. Kısa sürede bu tercihimin faydasını da gördüm zaten. Bir de dikkat edilmesi gereken ojenin içeriğinde bulunabilen zararlı maddeler var, her ne kadar genellikle bizim için renk ve kıvam gibi özellikler maalesef sağlıktan daha öncelikli olsa da...

Son zamanlarda yerli markaların ojeleri arasında en çok severek kullandığım Pastel ojelerin içeriğinde zararlı maddelerin bulunmadığını, üstelik de hayvanlar üzerinde test edilmediğini okuyunca çok sevindim.

Eh, artık birbirinden güzel yaz renklerini iç rahatlığıyla sürüp güzelleşmeye devam :D

 

13 Temmuz, 2011

FlorMar Oje Kurutucu Sprey



 

Ankara'ya gelirken yanımda Essie Good to Go'yu getirdim aslında ve hem kurutup hem de üstte parlak bir koruyucu kat oluşturma konusunda başarılı bir ürün. Amaaa tabii Flormar standlarında gözüme çarpıp duran devasa boyutlardaki sprey oje kurutucuyu denemeden duramadım. 3 farklı renkle denedikten sonra aşağı yukarı bir karar verdim hakkında  :)

Bu kocaman sprey muhtemelen sık oje sürenlere bile çook uzun süre gidecektir. Büyük boy bir Rexona deodorantın 175ml, bu kurutucu ise 400ml, sanırım bu miktar konusunda bir fikir verecektir.

Gelelim kurutmasına, ojeyi kaç kat kullanacaksanız sürdükten sonra 1 dakika kadar bekleyip bu spreyi sıkıyoruz. Tırnaklarımız buz püskürtmüş gibi bir anlığına üşüyor ve üzerinde kısa bir süreliğine bir sıvı var gibi görünüyor. Ardından bu sıvı kayboluyor ve ojemiz kurumuş oluyor.

Ben şimdiye kadar mat ve parlak 3 ojede denedim ve bir matlaşma ya da lekelenme görmedim. Ama oje üzerinde o parlak ve şeffaf son katı (top coat demek hoşuma gitmiyor :/ ) görmek istiyorum derseniz spreyi sıkmadan bir kat da şeffaf oje sürmekte fayda var.

Fiyatına gelince, bu boyutta bir ürün için bence gayet makul 8.90tl.

Yolculuklarda taşımanın imkanı olmasa da evde kullanım için mantıklı ve işe yarar bir ürün.

Resim

05 Temmuz, 2011

L'oreal Professionnel ile Saç Dopingi



 

"Her gün 2 saat havuzun kloruna maruz kalmaktan saçlarım yıpranacak" diye düşünmeye başlar başlamaz karşıma L'oreal Professionnel serisi, hem de çileğe göre bile ucuz fiyatlarla çıktı. Çıktı da, birkaç pürüz var:

* Saçlarım2 haftadır düzenli olarak klorda kalmasına rağmen henüz sağlıksız görünmüyorlar.

* L'orealin sadece kuaförlerde satılan bu serisinin daha önce hiçbir ürününü kullanmadım, genelde sitelerde iyi yorumlar okuyorum ama hiçbir işe yaramıyor diyenler de var. Ürünler hakkında fikri olan varsa, ses verse harika olur :)

*Alacağım yerde bana uygun olduğunu düşündüğüm serinin şampuanı hem 500ml hem de 1500ml olarak var. Hatta saç kremi de var. Buraya kadar güzel. Ama yorumlarda hep saç kremi ile değil maskeyle daha iyi sonuç alındığı yazılmış, alacağım yerde yıpranmış saçlar serisinin değil kuru ve cansız saçlar serisinin maskesi var.

 


 



 


Amaç saçlarımı bugünlerde klordan-havuz suyundan, gelecek ay içinde de deniz-kum-güneş etkisinden koruyup yıpranmasını engellemek. Yaz sonrasında da artık egzozdan, hava kirliliğinden birşeylerden korur :D O yüzden yıpranmış saçlar için olan Absolut Repair serisinin şampuanını almayı düşünüyorum. Ama bu serinin saç maskesi alacağım yerde yok, mantıklı tek alternatif de kuru ve hassas saçları besleyeceğini vaadeden Intense Repair serisinin maskesi.

Karar veremedim, şampuanı Absolut Repair (yıpranmış saçlar için), saç maskesini de Intense Repair (kuru ve cansız saçlar) serisinden alsam ürünlerin yapacağı etkiyi değiştirmiş olur muyum, iki farklı seriden ürünü birlikte kullanmak absürd mü olur?

 

Resim, resim , resim

07 Haziran, 2011

Akbank Wings'in Sanal Kanatları


Geçtiğimiz aylarda “Sık sık uçakla seyahat ediyoruz, bari bir mil kartımız olsun da mil kazanalım” dedim, başladım mil puan veren kartları araştırmaya. Sonunda yıllardır çeşitli uygulamalarını kullandığımız(...)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Kim o?