05 Mart, 2010

Aynı Yöne İlerliyoruz...

 

Sevdiğim oyuncu Münir Özkul'u böyle görünce fena oldum... Herkes bir gün yaşlanacak, ölecek, bunları ailelerimizde bile yaşıyoruz tamam ama... Yine de üzücü...

Aynı Yöne İlerliyoruz...

 

Sevdiğim oyuncu Münir Özkul'u böyle görünce fena oldum... Herkes bir gün yaşlanacak, ölecek, bunları ailelerimizde bile yaşıyoruz tamam ama... Yine de üzücü...

04 Mart, 2010

Fazla Mutluluk Tez Sinir Krizi Getirir


Fazla muhabbet tez ayrılık getirir cümlesini son birkaç günüme uygulayınca bu sonuç çıkıyor. Küçük olumsuzlukları atlarsak bir bakalım neler oldu...

Bir öğrenci (ki babası vefat ettiği için kendisine okula geldiğimden beri gereksiz yere sürekli sevgi ve şefkat gösteriyordum, her gördüğümde yanına gidip halini hatrını soruyordum) sınıftaki arkadaşlarına hava atmak için konuşmamasını söylediğimde duymayacağımı sanıp bana "salak" dedi. "Sınıftan çık, rehber öğretmene git" dediğimde itiraz etti, kolundan tutup götümeye çalışınca da beni ittirip "Sana nooluyo gitmeyceeem işte" dedi. Bitti mi? Bitmedi. Koridora çıktı, rehber öğretmenin odasına girmek yerine " Okul çıkışında beni bekle, sana nasıl bri bela olduğumu gösterceem" diye böğürdü. Bu sohbet(!) böyle devam ederken müdür, rehber öğretmen ve diğer öğrenciler çocuğu alıp götürdü... Ben mi? Tuvalete gidip yüzümü yıkadım, sinirden titredim ve sonunda dayanamayıp ağladım... Çocuk hakkında şikayet dilekçesi yazdım ve disiplin cezası aldı... Sonunda da gelip "Şaka yapıyodum ben öğretmenim sen yanlış anlamışın" dedi. Öğretmenlikte benim için bir devir kapandı, öğrenciye mesafeli davranılan ve acıma duygusunun yansımadığı bir devir başladı... Öğrencilerimizin yapısı göz önüne alındığında bir biber spreyi mi bulundursam yanımda acaba diye düşünüyorum...








Hani bilgisayarlar geldi diye sevinmiştim ya, müdür bugün gelip o kadar uğraşarak kurduğum bilgisayarları toplamamı çünkü bürokratik sorun yüzünden bilgisayarların geri gönderileceğini söyledi... Daha kullanamamıştık bile...


Bugün koşu bandında 40 dakika koşabilmek için 27 dakika sıra bekledim. 4.5 hızıyla bantta salınan kadın onu sözle uyarmadığım için ( Keşke ben de daha cazgır olabilsem... Yoksa hayat böyle boşa bekleyerek geçecek...) bekleyen olduğu zaman 15. dakikada boşatmanız gereken koşu bandını 1 saat işgal etti...


Anlayacağınız üzere sanki kafamın üzerinde bir yağmur bulutuyla dolaşıyor gibiyim... Herkes halinden memnun, bir bende sağnaklar şimşekler var gibi...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Kim o?