Bu yıl da yine bir "Ne hediye alsak ki?" karmaşası yaşadık ve iki babaya da eşimle takım birer tişört alıp ennnn kolay yoldan bu krizi atlatmış olduk. Ama babama azıcık ayrıcalık tanıyıp uzun zamandır aklımda olan çerçeveyi de yaptım ve pakete ekledim.
Genelde kız çocukları anneye benzer gibi bir kanı var ama ben babamın bıyıksız hali gibiyim:)) Şaka bir yana babamı gören hemen kızı olduğumu anlayabilir, o kadar benziyoruz. Bu benzerlik nedeniyle de yanak yanağa bir fotoğraf çekinip objektife aynı şekilde gülerek bu benzerliği kanıtlamaya çalışmıştık. Ben de o fotoğrafı bastırarak bu çerçeveye yerleştirip gönderdim.
Çerçeve IKEA da satılan ahşap çerçevelerden. Onu beyaza boyayıp bilgisayardan çıktı aldığım yazıyı transfer tutkalıyla yapıştırdım. Bıyık, prenses tacı ve kalpler de keçe. Kalpler gece 12den sonra yapıldığından mıdır yoksa kağıda kalp çizerken de mutlaka yamuk çizdiğimden midir bilmiyorum ama maalesef pek de muntazam olmadı... Gördüğünüz fotoğraf da yine gece karanlığında çekildi ve ertesi sabah yola çıktı:)
Ne de olsa babişkom o benim (çocuklukta babişko deyince öyle kalıyor:)), beğenir beğenir!!
18 Haziran, 2010
Babişkoma Hediye Yaptım!
Bu yıl da yine bir "Ne hediye alsak ki?" karmaşası yaşadık ve iki babaya da eşimle takım birer tişört alıp ennnn kolay yoldan bu krizi atlatmış olduk. Ama babama azıcık ayrıcalık tanıyıp uzun zamandır aklımda olan çerçeveyi de yaptım ve pakete ekledim.
Genelde kız çocukları anneye benzer gibi bir kanı var ama ben babamın bıyıksız hali gibiyim:)) Şaka bir yana babamı gören hemen kızı olduğumu anlayabilir, o kadar benziyoruz. Bu benzerlik nedeniyle de yanak yanağa bir fotoğraf çekinip objektife aynı şekilde gülerek bu benzerliği kanıtlamaya çalışmıştık. Ben de o fotoğrafı bastırarak bu çerçeveye yerleştirip gönderdim.
Çerçeve IKEA da satılan ahşap çerçevelerden. Onu beyaza boyayıp bilgisayardan çıktı aldığım yazıyı transfer tutkalıyla yapıştırdım. Bıyık, prenses tacı ve kalpler de keçe. Kalpler gece 12den sonra yapıldığından mıdır yoksa kağıda kalp çizerken de mutlaka yamuk çizdiğimden midir bilmiyorum ama maalesef pek de muntazam olmadı... Gördüğünüz fotoğraf da yine gece karanlığında çekildi ve ertesi sabah yola çıktı:)
Ne de olsa babişkom o benim (çocuklukta babişko deyince öyle kalıyor:)), beğenir beğenir!!
Genelde kız çocukları anneye benzer gibi bir kanı var ama ben babamın bıyıksız hali gibiyim:)) Şaka bir yana babamı gören hemen kızı olduğumu anlayabilir, o kadar benziyoruz. Bu benzerlik nedeniyle de yanak yanağa bir fotoğraf çekinip objektife aynı şekilde gülerek bu benzerliği kanıtlamaya çalışmıştık. Ben de o fotoğrafı bastırarak bu çerçeveye yerleştirip gönderdim.
Çerçeve IKEA da satılan ahşap çerçevelerden. Onu beyaza boyayıp bilgisayardan çıktı aldığım yazıyı transfer tutkalıyla yapıştırdım. Bıyık, prenses tacı ve kalpler de keçe. Kalpler gece 12den sonra yapıldığından mıdır yoksa kağıda kalp çizerken de mutlaka yamuk çizdiğimden midir bilmiyorum ama maalesef pek de muntazam olmadı... Gördüğünüz fotoğraf da yine gece karanlığında çekildi ve ertesi sabah yola çıktı:)
Ne de olsa babişkom o benim (çocuklukta babişko deyince öyle kalıyor:)), beğenir beğenir!!
Etiketler:
ahşap boyama,
babalar günü,
el yapımı,
Hediye,
keçe
17 Haziran, 2010
Nihat Usta: Trabzon'a Gitme Nedeni
Trabzon bizim denizle ve havaalanımız açılana kadar da havayollarıyla en yakın bağlantımız. Şimdiye kadarki Trabzon yolculuklarımızda Akçaabat'taki Nihat Usta' ya mutlaka uğrayıp midemize bir ziyafet çektik.
Sandık ki Trabzon'da Nihat Usta tek, meğer değilmiş!
Meğer Forum Trabzon'un hemen önünde, 180 derece deniz manzaralı, güzel ve özenle dekore edilmiş güzeller güzeli bir Nihat Usta daha varmış!
Daha biz "Burası ne güzel olmuş!" derken bir akçaabat köftesiyle gözlerimizi kocaman kocaman yaptılar. Dikkat ederseniz ilk şokla köftelere saldırdığımız için onların fotoğrafı yok:))
Üzerine gelen Kaşarlı Levrek Buğulama ise resmen hipnotize etti bizi. Levreğin şu fotoğrafını çekebilmek için büyük mücadele vermem gerekti! Böyle bir lezzet yok...
Bu yukarıda gördüğünüz de kaygana. Bildiğim kadarıyla Trabzon'a özgü. Balık ve köfteden ona ilgi gösteremedik maalesef...
Sırf bu lezzetler için bile Trabzon'a gidilir, üzerine gelen o az şekerli ve bol cevizli tatlı ile de bu yemek şöleni en güzel şekilde sonlandırılır:)
Dip Not: Fotoğraflardaki dirsekler sevgili eşime ait:)) Kıyamadım fotoğraflardan onları kırpmaya!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)