Birkaç gündür kendimizi şımartmakla meşgulüz. Pazar sabahı Migros'taki 1 alana 1 bedava kampanyasından yararlanarak şımarmaya başladım, hatta kendimi biraz fazla şımartmış da olabilirim:) Neutrogena sayemde satışları patlattı bu sene:P
Öncelikle fırsat bulup da ekleyemediğim kitap çantasını anlatayım. Eşimin annesine anneler günü hediyesi olarak okuduğu kitapları çantasına koyduğunda zarar görmesinler diye bir kitap çantası yapmıştım. Okuduğu kitapta kırışıklık oluşmasın, bir şey bulaşmasın diye günlük çantasına koyarken huzursuz oluyordu, ben de aynı sorunu yaşıyorum zaten. Bu kitap çantası fikri hoşuma gitti, değişik modellerini yapmayı planlıyorum :)
Anneler günü diye bu haftaki brunch bahçeye, yeşilliklere hazırlanmıştı. Askeri alan olduğu için çekim yapamadım ama sarmalı dolmalı bir kahvaltı, üstelik de yeşillikte olunca insanın içini (ve iştahını) açıyor.
Eh, güneşi gördük ya resimde gördüğünüz yere gidip attık sandalyelerimizi.
Derenin şırıltısında bol oksijen alarak Küçük Arı adlı kitabı okumaya başladım. Bakalım gerçekten de Uçurtma Avcısı kadar güzel mi?
Sizin şehirlerinizde de çiçekler ancak asfaltları birbirinden ayırmak ya da kenarlarını süslemek için mi var? Ya da beton balkonlarımızı bahçeye benzetmek için? Şu güzellikleri görünce insana o çiçekler vazodaki plastikler gibi gelmiyor mu?
Ne güzel bir mavi değil mi:)
Üzerine de o dereden tutulan alabalıkları tereyağında pişirip yedik:) Sonra da keyif çayı! Hatırladıkça gevşiyorum:))
Çiçek-böcek-piknik derken pazartesi yani 10 Mayısta tanışma yıldönümümüzü kutladık. Normalde insanlar yaşgünü, evlenme yıldönümü kutlar ama biz nedense o günleri fazla ciddiye almayıp hep 10 mayısı önemsedik, hatta alyanslarımızda da evlilik ya da nişan tarihimiz değil tanışma tarihimiz var:)
İşte böyleee... Daha anlatacaklarım var ama onlar da bir dahaki yazıya artık:)