Yolculuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yolculuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

02 Ocak, 2013

İlk Gün

Yıl nasıl başlarsa öyle gider deyip 1 Ocak günü giyindik, sarındık, aldık kuçularımızın ikisini ve dağlara doğru yürüyüşe çıktık.



Alttaki resimde sağ taraftaki dağda bir kaya var, onun yan tarafında da görünmese de bir çam ağacı. O çam için oraya "tek çam" deniyor. İşte biz de o tek çama gittik.

Bu şehrin özelliği de dağları bembeyaz olsa da şehrin yağışsız olması. Yani doğuda olsak da "kar tatili" bir hayal bizim için.




Vee bütün gün bizim kızı ağına düşürmeye çalışan Tarçın Bey manzarayı seyrediyor gibi görünse de başka işlerle meşgul >.<

Yeni yılda abur-cubursuz beslenme kararımı henüz uygulamaya başlayamasam da daha çok hareket, daha çok spor kararımı böylece başlatmış oldum. Devamı gelir umarım :)


17 Aralık, 2012

Düğün Gecesi

Yıllardır gitmek istediğimiz ama hep sözde kalan Düğün gecesi'ne, Şeb-i Arus' a, önceki hafta katıldık.



Özetlemek gerekirse sabah hızlı trenle gittiğimiz Konya' da bütün gün merakla gezdik, akşam Şeb-i Arus'ta ise büyülendik...Sıradan bir salon, sıradan hayatları olan insanlar bir araya gelip birden bambaşka, çok etkileyici birşeye dönüşüveriyor... Mevlana'nın naifliğinin çok çok uzağında kalsa bile yine de onun hisleri ve felsefesinden izler yaşıdığı için insanı çok etkiliyor.



Eşim konuya aşina olsa da ben Şeb-i Arus neyi anlatır, hangi hareketin anlamı nedir, felsefesinin genel hatları ve yaşamı hakkındaki genel bilgileri okuyup, notlarımı alıp gittim. Sizlere de tavsiyem yüzeysel de olsa mutlaka bilgi sahibi olarak gitmeniz yoksa her şey gözünüze anlamsız veya tuhaf görünebilir.


Mevlana hakkında ne söylesem sığ kalacaktır ki hakkında okuduğum kitaplar da beni hiç tatmin etmiyor. Fark ettim ki Mevlana, Tebrizli Şems ve Mesnevi beni ne kadar kendine çekiyorsa bu konuda yazılmış kitaplar da beni o kadar itiyor. Yapmacıklık ve satış kaygısını izlemekten aralara serpiştirilmiş güzel şeyleri göremiyorum. Bu yüzden direkt Mesnevi' yi okuyup zamanımı boşa harcamamaya karar verdim.



Evdeki tek ciltlik kocaman Mesnevi'yi bir yere taşımak zulüm olduğundan bir türlü başlayamıyorudum. Mevlana Türbesi'ni gezerken Mesnevi'nin 3-4 ciltilk küçük boyutlu basımlarını gördüğümde içimden "Bunlardan mutlaka almalıyım"  dedim ve daha dakikalar geçmişti ki kısa bizi kısa süreliğine görmeye gelen uzaktan bir tanıdığımız bana bir paket uzattı. İçinden CD'ler, hatıra dosyaları ve gözüme takılan o setlerden çıktı! Eğer okumayı düşünüyorsanız size de tavsiyem bu 3-4 ciltlik verisyonları tercih etmeniz yönünde.

06 Eylül, 2011

Bir Kutu Dolusu Tatil

Bu yaz tatile ne uçak ne de arabayla gittik, atladık motorumuza 3000km kadar yol yaptık. Eh, 30 günlük tatile dünya kadar eşya götürüyordum, motorla asla taşıyamayacağımız kadar çok! O eşyalar bizden önce kargoyla tatile çıktı, dönüşte de yine bir koliye sığışıp arkamızdan geldi.


İçinde güneş yağları, şortlar, sandaletler, bikiniler bulunan o rengarenk koli, şu anda koridorda açılmış ama boşaltılamamış halde duruyor... Eve döndüğümüzde de, okul tekrar başladığında da tatilin bittiğini bu kadar net görememişim...

Bu bitişi sindirip, tatili güzel anlarıyla tekrar hatırlayıp, "şimdi"ye konsantre olmaya gidiyorum, döneceğim :)

Resim

16 Ağustos, 2011

Cennete Gittim

Önceki hafta atladık motorumuza, karadenize doğru ilerledik. Trabzon, Ordu, Samsun, Sinop'u gezerek Safranbolu'ya ulaştık. Lokumları, kuyu kebaplarını lüplettip tekrar yola düştük. Nihayetinde güzel Ayvalık'a ulaştık, Cunda'ya yerleştik :)
Eylül ayına kadar kendimi denize, kuma, sakızlı dondurmaya, ballı lora, balığa vermeyi planlıyorum. Bilgisayarım yanımda olmadığı ve ortalama telefonum bloga yazmayı (hatta e-posta okumayı/yazmayı) işkenceye çevirdiği için daha ziyade twitter dan ses veriyorum, orada görüşmek üzere :)

27 Temmuz, 2011

Zirvedeydim!

Geçtiğimiz hafta katıdığımız dağcılık şenliğinde,




Bu manzaraya uyandım.




Çimenlere uzanıp huzurla bu manzarayı izledim.




Bu zirveye çıktım. (3549 m)




Zirveden mutlulukla baktığımda bu manzarayı gördüm.




Başarmanın verdiği mutlulukla burada uzanıp gülümsedim :)



Deniz tatili çok güzel ve yeri ayrı ama yaz sıcaklarında ilaç gibi gelen, hem sıcaklardan bunalan bedeni hem de bütün yıl çalışıp fazla ısınan ruhu serinleten dağ tatillerinin de yeri ayrı.


Not: Fotoğrafların büyük hallerini görmek için üzerlerine tıklamız yeterli :)


07 Haziran, 2011

Akbank Wings'in Sanal Kanatları


Geçtiğimiz aylarda “Sık sık uçakla seyahat ediyoruz, bari bir mil kartımız olsun da mil kazanalım” dedim, başladım mil puan veren kartları araştırmaya. Sonunda yıllardır çeşitli uygulamalarını kullandığımız(...)

06 Haziran, 2011

Akbank Wings'in Sanal Kanatları

Geçtiğimiz aylarda "Sık sık uçakla seyahat ediyoruz, bari bir mil kartımız olsun da mil kazanalım" dedim, başladım mil puan veren kartları araştırmaya. Sonunda yıllardır çeşitli uygulamalarını kullandığımız Akbank'ın Wings kartını almaya karar verdim. Hem de en sık uçtuğum Ankara Esenboğa Havalimanı' nda bir tek Wings' in  Lounge hizmeti vardı, daha ne olsundu? Zaten yurtdışı uçuşlarında da ailecek birlikte oturmak için Atatürk Havalimanı' ndaki Wings' e her birimiz için misafir olarak ödediğimiz 27TL'ler sinir bozucuydu...

Buraya kadar herşey güzel, yıllık kart ücreti olan 100tl kartımızdan çekildi, miller 3'er 5'er birikmeye başladı. Veee bummm....

Geçtiğimiz haftalarda uçağa daha 2,5 saat var diye gittiğim Ankara'daki lounge paldır küldür kapatılmış, kapıda "Wings kapatıldı, isterseniz 15 karşılığında bizim hizmetimizden yararlanabilirsiniz" dediler!


Aradan birkaç hafta geçti ve bugün Atatürk Havalimanı' ndaki Wings' e gittiğimizde bu defa da "Sizin kartınız mavi, sadece siyah kartlılara ücretsiz, isterseniz 25tl karşılığında yararlanabilirsiniz" cevabını aldık.

İnsanları bariz bir şekilde kandırıp kredi kartlarını aldırdıktan sonra "kusura bakmayın" diyerek birden tüm uygulamalarını bambaşka bir şeye dönüştüren Akbank, aferin sana! Hangi kanatlardan bahsediyorsunuz merak ediyorum.

Eğer mil kazandıran bir kredi kartı almayı düşünen varsa, bence tutarlı ve hilesiz bir kart seçmekte, Wings' ten uzak durmakta yarar var.

,

Resim

13 Mart, 2011

Evden Kayak Keyfi

Bugün için planımız geçen pazar olduğu gibi kayağa gitmekti. Üstelik cuma günü yağan kar ve bugün pırıl pırıl parlayan güneş de sanki planımızı desteklemek için özellikle çaba harcadı. Ama maalesef ben hastalanınca gidip biraz da orada üşümeye cesaret edemedim ve evde kaldım...

Aklım pistte kalınca açtım geçen yılki Sarıkamış fotoğraflarımıza bakıyorum, en azından evde oturduğum yerden kayak yapmanın, karlar içinde olmanın keyfini bir parça da olsa hissedeyim diye.

Siz de o keyfi paylaşmak isterseniz Gezinim.com için yazdığım Sarıkamış yazısına bir göz atabilirsiniz :)

 

26 Şubat, 2011

Yine Yol!

Geçen hafta evde oturduk ya, dayanamadık bugün yine düşüyoruz yollara! Birazdan Trabzon'a gitmek üzere yola çıkacağız. Güzel bir balık yiyip, sahilde yürüyüş yapıp, temiz hava alıp yarın döneceğiz.


Herkese güzel bir haftasonu diliyorum!

Yine Yol!

Geçen hafta evde oturduk ya, dayanamadık bugün yine düşüyoruz yollara! Birazdan Trabzon'a gitmek üzere yola çıkacağız. Güzel bir balık yiyip, sahilde yürüyüş yapıp, temiz hava alıp yarın döneceğiz.


Herkese güzel bir haftasonu diliyorum!

27 Ocak, 2011

Ah Vodafone Ah!


Bildiğiniz gibi pazar günü eşim Tanzanya'ya tırmanışa gitti. Cep telefonumuzu Mısır'a giderken yurtdışı kullanımına açtığımız için bu defa arayıp açık olup olmadığını kontrol etmek aklımıza gelmedi bile... Ama tabii acı gerçek Tanzanya saatiye sabaha karşı 4te ortaya çıktı.

İki gündür eşimin telefonu kullanım dışı olduğu için birlikte gittiği ama benim iyi tanımadığım insanların telefonlarını arayıp onların eşimi çağırmalarını bekliyorum... Tabii bir de yorgun oldukları için uyuyor olma ihtimalleri yüzünden utanarak arıyorum her defasında.





Vodafone'u aradığımda bu konuda benim işlem yapmamın mümkün olmadığını, eşimin orada bir telefon bulup kendilerini araması gerektiğini söyledi. Dağda olduğunu, 5 dakika konuşmak için birinden telefon isteyemeyeceğini ve şarjlarını idareli kullanmaya çalıştıklarını söyledim ama kusura bakmayın dediler...

Aslında böyle hareketler yapmam ama beni mecbur bıraktılar =)) Kardeşime durumu anlattım, eşimmiş gibi arayıp hattı açtırdı. Annemler de arkadan onun bilemediği aile sorularının cevaplarını kopya vermiş =))
Kusura bakma Vodafone, sen de kendine göre haklısın müşteriyi korumaya çalışıyorsun, ama biz de sana ayıp olmasın diye 2 hafta haberleşmeden oturup endişeyle bekleyecek değildik ya!

Aklınızda bulunsun, ne kadar emin olursanız olun, "Ben yurtdışına kapattırmadım, hala açıktır" demeyin, mutlaka yola çıkmadan önce kontrolünüzü yapın!

Ah Vodafone Ah!


Bildiğiniz gibi pazar günü eşim Tanzanya'ya tırmanışa gitti. Cep telefonumuzu Mısır'a giderken yurtdışı kullanımına açtığımız için bu defa arayıp açık olup olmadığını kontrol etmek aklımıza gelmedi bile... Ama tabii acı gerçek Tanzanya saatiye sabaha karşı 4te ortaya çıktı.

İki gündür eşimin telefonu kullanım dışı olduğu için birlikte gittiği ama benim iyi tanımadığım insanların telefonlarını arayıp onların eşimi çağırmalarını bekliyorum... Tabii bir de yorgun oldukları için uyuyor olma ihtimalleri yüzünden utanarak arıyorum her defasında.





Vodafone'u aradığımda bu konuda benim işlem yapmamın mümkün olmadığını, eşimin orada bir telefon bulup kendilerini araması gerektiğini söyledi. Dağda olduğunu, 5 dakika konuşmak için birinden telefon isteyemeyeceğini ve şarjlarını idareli kullanmaya çalıştıklarını söyledim ama kusura bakmayın dediler...

Aslında böyle hareketler yapmam ama beni mecbur bıraktılar =)) Kardeşime durumu anlattım, eşimmiş gibi arayıp hattı açtırdı. Annemler de arkadan onun bilemediği aile sorularının cevaplarını kopya vermiş =))
Kusura bakma Vodafone, sen de kendine göre haklısın müşteriyi korumaya çalışıyorsun, ama biz de sana ayıp olmasın diye 2 hafta haberleşmeden oturup endişeyle bekleyecek değildik ya!

Aklınızda bulunsun, ne kadar emin olursanız olun, "Ben yurtdışına kapattırmadım, hala açıktır" demeyin, mutlaka yola çıkmadan önce kontrolünüzü yapın!

23 Ocak, 2011

Kuzu Uçtu...


Haritada Tanzanya' yı arıyorum, uçak bileti araştırıyorum, Klimanjaro için hangi rota daha iyi, otel bulamıyorum derken derken kuzucuğum bugün uçtu gitti... Yarın da önce Dar es Saalam'a sonra da Klimanjaro'ya doğru yola çıkacaklar...

Bu arada daha önce Tanzanya'daki iç hat uçak biletini almaya çalışırken vayama.com sitesini kullanmak zorunda kaldık (uçak firmasının web sitesinde bilet satılmıyor da =S). Vayama, kredi kartından 2.000tl para çekip, "your tickets cancelled" diye bir mail atıp üzerine de günlerce telefonlara cevap vermeyerek bize 5 gün boyunca ecel teri döktürdü. Neyse ki 4. günün akşamında bir görevli telefona cevap verdi ve "Siz bekleyin ve banka hesabınızı kontrol edin, biletinizi veremem ama paranın geri yatırılmasını kontrol edeceğim" dedi ve ertesi gün sorunu hallettiler.

 Her ne kadar endişeli olsam da çok güzel yerlere gidecekler, Afrika'nın en yüksek noktasına çıkacakalr, belgesellerde görüp "ne kadar da güzeller" dediğimiz hayvanları yakından görecekler, o yüzden bir yandan da gidebilme şansını yakaladıkları için çok seviniyorum... Kendime güvenebilsem ben de gitmek isterdim aslında ama o yüksekliğe dayanabileceğimi zannetmiyorum...


 Bir de Vodafone'a baktım da, telefon konuşmalarımızın dakikası 4,5 tl görünüyor. Gerçi Mısır için de öyle demişti Vodafone ama 30 saniye için 7 lira düşürmüştü kartımdan. Bir ara reklamlarda 1045 ekleyip arama yapmanın ne kadar hesaplı olduğundan bahsediyorlardı, kullanan ya da alternatif bir tavsiyesi olan var mı acaba??

Kuzu Uçtu...


Haritada Tanzanya' yı arıyorum, uçak bileti araştırıyorum, Klimanjaro için hangi rota daha iyi, otel bulamıyorum derken derken kuzucuğum bugün uçtu gitti... Yarın da önce Dar es Saalam'a sonra da Klimanjaro'ya doğru yola çıkacaklar...

Bu arada daha önce Tanzanya'daki iç hat uçak biletini almaya çalışırken vayama.com sitesini kullanmak zorunda kaldık (uçak firmasının web sitesinde bilet satılmıyor da =S). Vayama, kredi kartından 2.000tl para çekip, "your tickets cancelled" diye bir mail atıp üzerine de günlerce telefonlara cevap vermeyerek bize 5 gün boyunca ecel teri döktürdü. Neyse ki 4. günün akşamında bir görevli telefona cevap verdi ve "Siz bekleyin ve banka hesabınızı kontrol edin, biletinizi veremem ama paranın geri yatırılmasını kontrol edeceğim" dedi ve ertesi gün sorunu hallettiler.

 Her ne kadar endişeli olsam da çok güzel yerlere gidecekler, Afrika'nın en yüksek noktasına çıkacakalr, belgesellerde görüp "ne kadar da güzeller" dediğimiz hayvanları yakından görecekler, o yüzden bir yandan da gidebilme şansını yakaladıkları için çok seviniyorum... Kendime güvenebilsem ben de gitmek isterdim aslında ama o yüksekliğe dayanabileceğimi zannetmiyorum...


 Bir de Vodafone'a baktım da, telefon konuşmalarımızın dakikası 4,5 tl görünüyor. Gerçi Mısır için de öyle demişti Vodafone ama 30 saniye için 7 lira düşürmüştü kartımdan. Bir ara reklamlarda 1045 ekleyip arama yapmanın ne kadar hesaplı olduğundan bahsediyorlardı, kullanan ya da alternatif bir tavsiyesi olan var mı acaba??

16 Aralık, 2010

Mısır- Kahire Müzesi

Mısır'da Şarm el-Şeyh'ten sonraki durağımız Kahireydi. Bu iki şehir arasında yolculuk ederken Süveyş Kanalı'nı geçmeniz gerekiyor. Tarih derslerinde anlatılanları hatırlayıp kanalı göreceğim için heyecanlanmıştım ama tek görebildiğim ve fotoğrafını çekebildiğim görüntü bu oldu:


Afrika'nın en büyük kenti olan Kahire'de ilk gittiğimiz yer bu anıttı.



Anıtın en güzel yanı ise bu askerler ve bekçilerdi =))



Sonraki durağımız ise Kahire müzesiydi.


İçeriye fotoğraf makinesi sokmak yasak olduğu ve telefonla ya da (kaçak olarak içeri sokmayı becerebilirseniz) makineyle gizli gizli fotoğraf çekerken yakalanırsanız el koymaya bayıldıklarını duyunca, mecburen (güvenemesek de) fotoğraf makinelerimizi kapıda bıraktık. Sadece bahçede fotoğraf çekebildik...










Müzenin dışı böyle, içeride ise sizi Tutankamon'un hazineleri, gözlerinizi yerinden fırlatacak kadar altın, onlarca inanılmaz mumya, 120.000'den fazla eser sizi bekliyor... Dünyanın en zengin müzelerinden olan Kahire Müzesi'ndeki eski Mısır hazineleri insanın gerçekten de başını döndürüyor!

Mısır'da Şarm el-Şeyh'in sualtını görmeden ölmeyin demiştim, kesinlikle görülmesi gereken bir diğer yer de Kahire müzesi. 

Not: Kahire müzesi hakkında iki şeyi söylemeyi unutmuşum, gitmeden önce mutlaka ama mutlaka araştırma yapın, rehberiniz size var olanın ancak milyonda birini anlatabilir. Hatta yanınızda araştırma notlarınız bulunursa daha da güzel olur. Bir de içeride 10 dolar ek ödeme yapılarak girilen mumyalar odasını atlamayın, orası için alınan biletle iki mumya bölümü birden gezebiliyorsunuz, gitmişken görmeden dönmek olmaz.

Bir sonraki yazıda da piramitler ve Sfenks var, sizi bir fotoğraf bombardımanı daha bekliyor =) Ama Mısır seyahatimizde fotoğrafların neredeyse tamamı yürürken ya da birileri "hadi hadi gidiyoruz" diye seslenirken çekildi... O yüzden kenardan görünen yabancı insanların, köşeden görünen çöp tenekelerinin, yamuk çekilmiş fotoğrafların kusuruna bakmazsınız umarım...

Mısır- Kahire Müzesi

Mısır'da Şarm el-Şeyh'ten sonraki durağımız Kahireydi. Bu iki şehir arasında yolculuk ederken Süveyş Kanalı'nı geçmeniz gerekiyor. Tarih derslerinde anlatılanları hatırlayıp kanalı göreceğim için heyecanlanmıştım ama tek görebildiğim ve fotoğrafını çekebildiğim görüntü bu oldu:


Afrika'nın en büyük kenti olan Kahire'de ilk gittiğimiz yer bu anıttı.



Anıtın en güzel yanı ise bu askerler ve bekçilerdi =))



Sonraki durağımız ise Kahire müzesiydi.


İçeriye fotoğraf makinesi sokmak yasak olduğu ve telefonla ya da (kaçak olarak içeri sokmayı becerebilirseniz) makineyle gizli gizli fotoğraf çekerken yakalanırsanız el koymaya bayıldıklarını duyunca, mecburen (güvenemesek de) fotoğraf makinelerimizi kapıda bıraktık. Sadece bahçede fotoğraf çekebildik...










Müzenin dışı böyle, içeride ise sizi Tutankamon'un hazineleri, gözlerinizi yerinden fırlatacak kadar altın, onlarca inanılmaz mumya, 120.000'den fazla eser sizi bekliyor... Dünyanın en zengin müzelerinden olan Kahire Müzesi'ndeki eski Mısır hazineleri insanın gerçekten de başını döndürüyor!

Mısır'da Şarm el-Şeyh'in sualtını görmeden ölmeyin demiştim, kesinlikle görülmesi gereken bir diğer yer de Kahire müzesi. 

Not: Kahire müzesi hakkında iki şeyi söylemeyi unutmuşum, gitmeden önce mutlaka ama mutlaka araştırma yapın, rehberiniz size var olanın ancak milyonda birini anlatabilir. Hatta yanınızda araştırma notlarınız bulunursa daha da güzel olur. Bir de içeride 10 dolar ek ödeme yapılarak girilen mumyalar odasını atlamayın, orası için alınan biletle iki mumya bölümü birden gezebiliyorsunuz, gitmişken görmeden dönmek olmaz.

Bir sonraki yazıda da piramitler ve Sfenks var, sizi bir fotoğraf bombardımanı daha bekliyor =) Ama Mısır seyahatimizde fotoğrafların neredeyse tamamı yürürken ya da birileri "hadi hadi gidiyoruz" diye seslenirken çekildi... O yüzden kenardan görünen yabancı insanların, köşeden görünen çöp tenekelerinin, yamuk çekilmiş fotoğrafların kusuruna bakmazsınız umarım...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Kim o?