Hafta sonu Trabzon'daydık. Karadenizin bulutlu havası artık yaza ve güneşe veda ettiğimizi iyice yüzümüze vurdu... Pembeleşen yanaklarla birlikte saçlarımın renginin açılma ihtimalinin de sona erdiğini kabullendim.
Tam "Gitti güzelim yaz, bu yaz da papatya suları işe yaramadı, güneşle de ancak bu kadar açıldı saçımın rengi" derken Watsons'da daha önce de gördüğüm Extrait Dora'yı fark ettim. Sun In gibi bir ürün, papatya özlü saç açıcı olarak geçiyor. Alsam mı denesem mi derken içindeki hidrojen peroksit yüzünden almadan çıktım mağazadan. Sonradan internetten kullanıcı yorumlarını okuyunca da iyice aklıma düştü, başladım "keşke alsaydım" demeye :))
Uzungöl dönüşü dayanamadım, uğrayıp aldık. Dün gece ilk denememi yaptım, öncesindeki "Ya saçlarım turuncu olursa" korkum boşa çıktı. Zaten açık kumral olan saçlarım hala gayet açık kumral... Saç rengimde hiçbir değişiklik olmadı sadece elimde bir bölge bembeyaz olup mnik minik beyaz kabarcıklar çıkartıp ödümü patlattı, elime bunu yapar saçıma ne yapar diye korktum! Şimdilik saçlarım yerli yerinde ve uygulamadan önceki gibi görünüyor.
Beklediğim saç rengi değişimi ilk kullanımda olmadı, 3-4 kullanım sonrasında ancak değişecekse de elimi yakan bir şeyi sık sık saçıma sürmekten kaçınmalı mıyım emin olamadım bir türlü, ne dersiniz?
trabzon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
trabzon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
09 Ekim, 2012
06 Eylül, 2010
Pazar Gezmesi: Maçka
Ani bir kararla dün Maçka'ya gitmeye karar verdik, hem de motorsikletle! Özellikle de Zigana'daki yoğun sis yüzünden zor bir yolculuk oldu ama yine de güzel bir gün geçirmiş olduk:)
Trabzon'a giderken sağda gördüğünüz bol ve eski apartmanlı Maçka'ya aldanmayın, sağa sapın ve yolun devamındaki güzel manzaranın tadını çıkartın.
Biz de Maçka'nın ilerisindeki bir aile pansiyonunun yemyeşil bahçesinde oturup akan suyun serinliğinin ve güzel sesinin keyfini çıkardık:)
Trabzon'a gitmişken Marjo'nun blogunda bahsettiği Clinique markasının rimel değişim kampanyasını da bir sorayım dedim. İlk sorduğum yerde "Daha başlamadı" dediler. Diğer şehirlerde alan arkadaşlarım var deyince de "Yani başlamıştır belki ama biz daha veremiyoruz" cevabını aldım. Neyse ki ikinci sorduğum yerde tam olarak kampanyayı anlayamamış olmalarına rağmen yardımcı olup değişimi yaptılar:) Bitmek üzere olan Maybelline rimelimi verip Clinique'in deneme boyunu aldım. Rimel hakkındaki yorumumu ve boyutlarıyla ilgili fotoğrafları en kısa zamanda yazmaya çalışacağım.
Daha önce bloga yazmamıştım ama biz temmuz ayında arabamızı satmıştık, her yere motorla gidip geliyorduk. Sıcaklarda sorun olmuyor tabii ama artık bir araba almanın zamanı gelmişti. Trabzon'a gitmişken bize uygun gibi görünen Opel Astra'ya bir bakalım dedik veee almaya karar verip çıktık:)
Bu evlilik hayatımızda aldığımız ilk arabamız olacak :) Bayramda tekrar Trabzon'a gidip arabayı alacağız. Hala gerçek gibi gelmiyor?.. Ama motorsiklet tepesinde kazık gibi oturmaktan ağrıyan omzum, kollarım, bacaklarım, boynum (...) kendini bir arabanın yumuşacık koltuklarına bırakmak için sabırsızlanıyor!
17 Haziran, 2010
Nihat Usta: Trabzon'a Gitme Nedeni
Trabzon bizim denizle ve havaalanımız açılana kadar da havayollarıyla en yakın bağlantımız. Şimdiye kadarki Trabzon yolculuklarımızda Akçaabat'taki Nihat Usta' ya mutlaka uğrayıp midemize bir ziyafet çektik.
Sandık ki Trabzon'da Nihat Usta tek, meğer değilmiş!
Meğer Forum Trabzon'un hemen önünde, 180 derece deniz manzaralı, güzel ve özenle dekore edilmiş güzeller güzeli bir Nihat Usta daha varmış!
Daha biz "Burası ne güzel olmuş!" derken bir akçaabat köftesiyle gözlerimizi kocaman kocaman yaptılar. Dikkat ederseniz ilk şokla köftelere saldırdığımız için onların fotoğrafı yok:))
Üzerine gelen Kaşarlı Levrek Buğulama ise resmen hipnotize etti bizi. Levreğin şu fotoğrafını çekebilmek için büyük mücadele vermem gerekti! Böyle bir lezzet yok...
Bu yukarıda gördüğünüz de kaygana. Bildiğim kadarıyla Trabzon'a özgü. Balık ve köfteden ona ilgi gösteremedik maalesef...
Sırf bu lezzetler için bile Trabzon'a gidilir, üzerine gelen o az şekerli ve bol cevizli tatlı ile de bu yemek şöleni en güzel şekilde sonlandırılır:)
Dip Not: Fotoğraflardaki dirsekler sevgili eşime ait:)) Kıyamadım fotoğraflardan onları kırpmaya!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)