26 Nisan, 2010

Kampımız-1

Cumartesi öğlen sırt çantamızı alıp motorsikletimize atlayıp kamp yerimize doğru yola çıktık. Hava şansımıza çok güzeldi ve kamp bitene kadar da giderek güzelleşti.


Burası bizim evimiz:) Bu faaliyet daha çok keyfiydi, tırmanış ya da uzun yürüyüşler planlanmamıştı. Zaten grup da çoğunlukla üniversite hocaları ve üniversite öğrencilerinden oluşuyordu. Öyle olunca sol tarafta gördüğünüz sandaleyler gibi sosyetik ayrıntıları da yanımızda götürdük:)


Bu gördüğünüz dağ her sabah gördüğümde beni iyi hissettiren, gün içinde seyretmeye doyamadığım bir dağ. Her mevsim farklı görünüyor. En sevdiğim zamanı ise kışın bemmmbeyaz olduğu zaman...


Mmmm bu derenin suyu çok lezzetliydi! Dağdan gelen bunun gibi onlarca dere vardı ve o sessizliğin içinde bu derelerin -ve tabii susmak bilmeyen kurbağalarla kuşların- sesi çok dinlendiriciydi...


Söz konusu gölümüz işte bu. 


Güzel dağım güneş batarken de çok güzel değil mi :)


Kamp olur da kamp ateşi olmaz mı! Eğer bu ateş olmasaydı soğuğa zor dayanırdık zaten... Çıtır çıtır yanan ateşi izlemek çok güzeldi çok...

Elimde fotoğraf makinem dolaşıp durdum... Eh, öyle olunca da yukarıda gördüğünüz fotoğraflar bütünün sadece miniminnacık bir kısmı:) Daha çiçeklerim ve böceklerim var :)) 

Görüşmek üzere;)



Kampımız-1

Cumartesi öğlen sırt çantamızı alıp motorsikletimize atlayıp kamp yerimize doğru yola çıktık. Hava şansımıza çok güzeldi ve kamp bitene kadar da giderek güzelleşti.


Burası bizim evimiz:) Bu faaliyet daha çok keyfiydi, tırmanış ya da uzun yürüyüşler planlanmamıştı. Zaten grup da çoğunlukla üniversite hocaları ve üniversite öğrencilerinden oluşuyordu. Öyle olunca sol tarafta gördüğünüz sandaleyler gibi sosyetik ayrıntıları da yanımızda götürdük:)


Bu gördüğünüz dağ her sabah gördüğümde beni iyi hissettiren, gün içinde seyretmeye doyamadığım bir dağ. Her mevsim farklı görünüyor. En sevdiğim zamanı ise kışın bemmmbeyaz olduğu zaman...


Mmmm bu derenin suyu çok lezzetliydi! Dağdan gelen bunun gibi onlarca dere vardı ve o sessizliğin içinde bu derelerin -ve tabii susmak bilmeyen kurbağalarla kuşların- sesi çok dinlendiriciydi...


Söz konusu gölümüz işte bu. 


Güzel dağım güneş batarken de çok güzel değil mi :)


Kamp olur da kamp ateşi olmaz mı! Eğer bu ateş olmasaydı soğuğa zor dayanırdık zaten... Çıtır çıtır yanan ateşi izlemek çok güzeldi çok...

Elimde fotoğraf makinem dolaşıp durdum... Eh, öyle olunca da yukarıda gördüğünüz fotoğraflar bütünün sadece miniminnacık bir kısmı:) Daha çiçeklerim ve böceklerim var :)) 

Görüşmek üzere;)



23 Nisan, 2010

Çadırımı Aldım Gidiyorum!



Hala tam olarak iyileşememiş olsam da yarın öğlen kamp yapmaya gidiyoruz! Buralardaki doğa gerçekten görülmeye değer, üstelik dağdan gün doğumunu ve gün batımını seyretmenin, gölün yanıbaşında kamp kurmanın güzelliğini kaçırmak istemedim:)

Kullandığım görsel internetten, ama en az bu güzellikte bir yere gidiyoruz. Fotoğraf makinem de tabii ki benimle geliyor, inşallah güzel fotoğraflar çekebilirim!

Umarım yağış olmaz ve keyfini çıkarabiliriz.

Dönüşte görüşmek üzere!

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Kim o?