22 Kasım, 2010

Pronto, Mısır Gibi Patlattın Bizi!!!

Sizlere Mısır'ın güzel resimlerini gelir gelmez göstermeyi planlayarak başlamıştım Mısır seyahatimize, ama şu anda Türkiye'de ve sağlam olduğuma sevinmekle meşgulüm!


Hatırlarsanız yazın Pronto Tur ile Dubrovnik'e gitmiştik. zaten çok güzel bir yer ama tur rehberimizin anlattıkları, yardımları ve turlardaki düzenlilik tatilimizi daha da güzel hale getirmişti. Biz de ona güvenerek bayramda gideceğimiz Mısır turu için Pronto'yu tercih ettik. Mısır pis de olsa turla gidiyorduk herhalde bizi kötü bir yere götürmezlerdi, Mısır karmakarışık da olsa rehberimiz vardı birşey olmazdı, Mısır hakkında aokunacak-öğrenilecek çok şey vardı ama rehberimiz bize nasıl olsa anlatacaktı değil mi? Meğer kazın ayağı hiç de öyle değilmiş, gidince gördük...


Havaalanında vize ücretinin 15 dolar olduğunu görenler gözlerine inanamadı, herkes birbirine "Siz de 35 euro ödemediniz mi Pronto'ya?" diye soruyordu. İlk kazıktan (neyse ki) yeşil pasaportumuz sayesinde etkilenmedik...


Havaalanının kapısında yarım saat kadar otobüsün gelmesini ayakta bekledikten sonra rehberler ön taraftaki iki otobüsün bizimkiler olduğunu fark ediverdi! Meğer sabahın kötünde boş yere bavullarla ayakta kalmışız. Tatilin heyecanıyla "cık cık olmadı bu" deyip geçtik, ne de olsa güzel Sharm el-Sheikh bizi bekliyordu!


Otobüslere binip 15-20 dakika gittikten sonra tur programında anlatılan "Old Market"e ulaştık. Rehberimiz 1,5 saat burada olacağımızı söyledi ve dağıldık. Saat 7 olduğu için karşımızdaki manzara tam olarak buydu:




Gölgede bulduğumuz birkaç banka sıkış tepiş sığıştık ve 1,5 saatin geçesini bekledik. Old Marketten sonra gidilmesi planlanan Naama Bay pas geçildi ve otele bırakıldık.


Lobiye geldiğimizde "Odalar temizleniyor, biz planlanandan erken geldik, bekleyeceksiniz" denildi. Bulabilenler koltuk ve sandalyelere, bulamayanlar da yerlere oturdu. Yaklaşık 1 saat sonra gelen otel sahibi bizi yerlerde görünce acıyıp sandalye verdi.



Saat 10'a doğru birkaç kişinin rehberle tartıştığını gördük. Meğer etrafın kırık dökük ve pis olduğuna dikkat eden o birkaç kişi bir terslik olduğunu anlamış. Bize 4 yıldız olarak gösterilip ona göre ücret alınan otel 3 yıldızlıymış. Üstelik Mısır'ın ne kadar pis olduğunu okuyunca korkarak 4 yıldızı seçmiştik, 5 yıldızlı grupta yer kalmadığı için. Pronto Tur aranmaya başlandı, herkes aynı yanıtı aldı "Müdürler şu anda bu konuyu görüşüyor, sizi anlıyoruz v.b."


Tur rehberi "Tamam o zaman ben Mısır'daki acentaya gidip halledeyim, yarım saat içinde döneceğim" dedi, yanında gitmek isteyen birkaç kişiyi de istemeyip çekip gitti. Rehberimiz Alp Beyefendi gittiğinde saat 10'u biraz geçiyordu. Gece 11'e kadar kimse gelmedi! İnanabiliyor musunuz! Mısırda birsürü insan bu durumda, lobide ve yalnız kaldık.




Saat 1,5 civarında otel ve Pronto aynı şeyi söylemeye başladı: "'2' ye kadar otele giriş yapın yoksa rezervasyonlarınız iptal olacak kendinize yatacak yer aramaya başlayacaksınız".



Ortada rehber olmayınca ekstra turlar iptal oldu. Ertesi gün pişkin pişkin gelen Alp Bey, "Size Ras Muhammed turunu üsretsiz yapayım o zaman" deyip geçti. (Zaten Pronto'nun 50 euroluk turlarının otelde 1/4 hatta 1/5 fiyatta olduğunu söylememe gerek var mı?) Biz dalış turu ayarlarığımız için bize de Kahire'deki Nil Turun ücretsiz yapacakmış. Pes ettik, tatile devam ettik...


Kahire'ye gidileceği sabah (hava hala karanlıkken) geç kalan otobüs ve hala ortada olmayan Alp Bey iyice korkuttu. Tamamen bırakıldık sandık. Neyse ki otobüs geldi, Suzan Hanım isimli 63 yaşındaki yeni bir rehber de gelip kendini tanıttı.

Kahire'de Mısırlı çevirmenimizin net ingilizcesi sayesinde müzede ve piramitlerde anlayılanları güzelce anladık çünkü rehberimiz her paragrafı kısaca özetleyip geçiyordu...


Akşama doğru biz saf saf Nil Turuna katılma planları yaparken karşılaştığımız kişilerden tüm turların iptal olduğunu öğrendik, saat 5.30 civarı idi ve yemek 7.30da başlayacaktı... Bir soğuk duş daha oldu...



Son kaldığımız otele akşam 9 civarı nihayet giriş yapabildik. Terasa açılan odamızın sürgülü kapısı kapanmıyordu, klima zaten sizlere ömür. Çölde gece soğuk olduğu için ıslak saçlarla donduk... Bitti mi? Hahayyt hiç biter mi =)) Küvette uzun siyah saçlar, değiştirilmemiş yastık kılıfında kan lekeleri ve pıhtıları, değişmemiş çarşafta benden önce uyuyan kişinin bıraktığı kırşıklık ve pislikler... Neyse ki ses çıkartmadan çarşafları değiştirdiler...


Son gün İskenderiye'ye giderken de yerel rehber kaçtı gitti... Alıştığımız için garipsemedik, onun yerine başka bir adam gelmiş. Bütün gün hiçbirşey anlatmadı, biz de sormadık, netten çıkardığımız şeylere bakarak gezdik...

Uçak kalkışında bir alkış, Türkiye'ye inişinde daha da büyük bir alkış koptu.

Biz sadece bunları yaşadık, çoook daha zor durumda kalan bebekliler ve çocuklular, hamileler, 5* parası ödeyip bizimle birlikte kalanlar, kalacak oda bulamayanlar vardı. Şikayetler, söylenmeler her an havada uçuştu... "Halinize şükredin" diyen rehberimiz belki de haklıydı ne dersiniz=))  Paramızla şimdilik ancak bu kadar rezil olabildik, bakalım hayat daha neler getirecek=)) Ben bir daha Pronto ile kapının önüne bile çıkmak istemiyorum, orası kesin.

Mısır turu sonunda yüzlerce kişinin ortak kanaatini de dile getirip yazımı bitireyim:

"Allah kimseyi Prontoyla Mısır'a düşürmesin!"

Pronto, Mısır Gibi Patlattın Bizi!!!

Sizlere Mısır'ın güzel resimlerini gelir gelmez göstermeyi planlayarak başlamıştım Mısır seyahatimize, ama şu anda Türkiye'de ve sağlam olduğuma sevinmekle meşgulüm!


Hatırlarsanız yazın Pronto Tur ile Dubrovnik'e gitmiştik. zaten çok güzel bir yer ama tur rehberimizin anlattıkları, yardımları ve turlardaki düzenlilik tatilimizi daha da güzel hale getirmişti. Biz de ona güvenerek bayramda gideceğimiz Mısır turu için Pronto'yu tercih ettik. Mısır pis de olsa turla gidiyorduk herhalde bizi kötü bir yere götürmezlerdi, Mısır karmakarışık da olsa rehberimiz vardı birşey olmazdı, Mısır hakkında aokunacak-öğrenilecek çok şey vardı ama rehberimiz bize nasıl olsa anlatacaktı değil mi? Meğer kazın ayağı hiç de öyle değilmiş, gidince gördük...


Havaalanında vize ücretinin 15 dolar olduğunu görenler gözlerine inanamadı, herkes birbirine "Siz de 35 euro ödemediniz mi Pronto'ya?" diye soruyordu. İlk kazıktan (neyse ki) yeşil pasaportumuz sayesinde etkilenmedik...


Havaalanının kapısında yarım saat kadar otobüsün gelmesini ayakta bekledikten sonra rehberler ön taraftaki iki otobüsün bizimkiler olduğunu fark ediverdi! Meğer sabahın kötünde boş yere bavullarla ayakta kalmışız. Tatilin heyecanıyla "cık cık olmadı bu" deyip geçtik, ne de olsa güzel Sharm el-Sheikh bizi bekliyordu!


Otobüslere binip 15-20 dakika gittikten sonra tur programında anlatılan "Old Market"e ulaştık. Rehberimiz 1,5 saat burada olacağımızı söyledi ve dağıldık. Saat 7 olduğu için karşımızdaki manzara tam olarak buydu:




Gölgede bulduğumuz birkaç banka sıkış tepiş sığıştık ve 1,5 saatin geçesini bekledik. Old Marketten sonra gidilmesi planlanan Naama Bay pas geçildi ve otele bırakıldık.


Lobiye geldiğimizde "Odalar temizleniyor, biz planlanandan erken geldik, bekleyeceksiniz" denildi. Bulabilenler koltuk ve sandalyelere, bulamayanlar da yerlere oturdu. Yaklaşık 1 saat sonra gelen otel sahibi bizi yerlerde görünce acıyıp sandalye verdi.



Saat 10'a doğru birkaç kişinin rehberle tartıştığını gördük. Meğer etrafın kırık dökük ve pis olduğuna dikkat eden o birkaç kişi bir terslik olduğunu anlamış. Bize 4 yıldız olarak gösterilip ona göre ücret alınan otel 3 yıldızlıymış. Üstelik Mısır'ın ne kadar pis olduğunu okuyunca korkarak 4 yıldızı seçmiştik, 5 yıldızlı grupta yer kalmadığı için. Pronto Tur aranmaya başlandı, herkes aynı yanıtı aldı "Müdürler şu anda bu konuyu görüşüyor, sizi anlıyoruz v.b."


Tur rehberi "Tamam o zaman ben Mısır'daki acentaya gidip halledeyim, yarım saat içinde döneceğim" dedi, yanında gitmek isteyen birkaç kişiyi de istemeyip çekip gitti. Rehberimiz Alp Beyefendi gittiğinde saat 10'u biraz geçiyordu. Gece 11'e kadar kimse gelmedi! İnanabiliyor musunuz! Mısırda birsürü insan bu durumda, lobide ve yalnız kaldık.




Saat 1,5 civarında otel ve Pronto aynı şeyi söylemeye başladı: "'2' ye kadar otele giriş yapın yoksa rezervasyonlarınız iptal olacak kendinize yatacak yer aramaya başlayacaksınız".



Ortada rehber olmayınca ekstra turlar iptal oldu. Ertesi gün pişkin pişkin gelen Alp Bey, "Size Ras Muhammed turunu üsretsiz yapayım o zaman" deyip geçti. (Zaten Pronto'nun 50 euroluk turlarının otelde 1/4 hatta 1/5 fiyatta olduğunu söylememe gerek var mı?) Biz dalış turu ayarlarığımız için bize de Kahire'deki Nil Turun ücretsiz yapacakmış. Pes ettik, tatile devam ettik...


Kahire'ye gidileceği sabah (hava hala karanlıkken) geç kalan otobüs ve hala ortada olmayan Alp Bey iyice korkuttu. Tamamen bırakıldık sandık. Neyse ki otobüs geldi, Suzan Hanım isimli 63 yaşındaki yeni bir rehber de gelip kendini tanıttı.

Kahire'de Mısırlı çevirmenimizin net ingilizcesi sayesinde müzede ve piramitlerde anlayılanları güzelce anladık çünkü rehberimiz her paragrafı kısaca özetleyip geçiyordu...


Akşama doğru biz saf saf Nil Turuna katılma planları yaparken karşılaştığımız kişilerden tüm turların iptal olduğunu öğrendik, saat 5.30 civarı idi ve yemek 7.30da başlayacaktı... Bir soğuk duş daha oldu...



Son kaldığımız otele akşam 9 civarı nihayet giriş yapabildik. Terasa açılan odamızın sürgülü kapısı kapanmıyordu, klima zaten sizlere ömür. Çölde gece soğuk olduğu için ıslak saçlarla donduk... Bitti mi? Hahayyt hiç biter mi =)) Küvette uzun siyah saçlar, değiştirilmemiş yastık kılıfında kan lekeleri ve pıhtıları, değişmemiş çarşafta benden önce uyuyan kişinin bıraktığı kırşıklık ve pislikler... Neyse ki ses çıkartmadan çarşafları değiştirdiler...


Son gün İskenderiye'ye giderken de yerel rehber kaçtı gitti... Alıştığımız için garipsemedik, onun yerine başka bir adam gelmiş. Bütün gün hiçbirşey anlatmadı, biz de sormadık, netten çıkardığımız şeylere bakarak gezdik...

Uçak kalkışında bir alkış, Türkiye'ye inişinde daha da büyük bir alkış koptu.

Biz sadece bunları yaşadık, çoook daha zor durumda kalan bebekliler ve çocuklular, hamileler, 5* parası ödeyip bizimle birlikte kalanlar, kalacak oda bulamayanlar vardı. Şikayetler, söylenmeler her an havada uçuştu... "Halinize şükredin" diyen rehberimiz belki de haklıydı ne dersiniz=))  Paramızla şimdilik ancak bu kadar rezil olabildik, bakalım hayat daha neler getirecek=)) Ben bir daha Pronto ile kapının önüne bile çıkmak istemiyorum, orası kesin.

Mısır turu sonunda yüzlerce kişinin ortak kanaatini de dile getirip yazımı bitireyim:

"Allah kimseyi Prontoyla Mısır'a düşürmesin!"

17 Kasım, 2010

Mısır Soslu Bayram

Yaklaşık bir saat sonra uçakta Mısır'a pır pırrr uçuyor olacağım... Şimdiden bir objektifimi kardeşimde ve yedek hafıza kartımı evde unuttum bile... Ve yanıma yeterince tişört almamış olduğumu düşünmeye başladım....

Herşeye rağmen Ankara'da yoğun da olsa güzel bir hafta, memleketimizde de (kendi çapımızda bayramı kutlayarak) güzel birkaç gün geçirdik. Dilerim herkesin bayramı mutlu ve huzurlu geçiyordur!

Yaklaşık bir saat içinde uçağımız kalkmış olacak, heyecanlandım...

Dönüşte görüşmek üzere ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Kim o?