DOĞAYA MEKTUP

Bugün mailime gelen bir yazı çok dikkatimi çekti, paylaşmak istedim. Ben okulda da duyurmayı düşünüyorum çünkü çocuklar maalesef bu konuda çok duyarsız ve neler olup bittiğinin farkında değiller.

DOĞAYA MEKTUP YAZ, KENDİ "DÜNYA" NI ANLAT

            Koç Bilgi Grubu’nun ve platforma üye şirketlerin sosyal sorumluluk kapsamında oluşturduğu “Yeşil Bilgi Platformu" çevre dostlarını, doğaya yazacakları bir mektupla kendi “dünya”larını anlatmaya davet ediyor. www.yesilbilgi.org ’daki“Doğaya Mektup” linki aracılığıyla 25 Kasım’a kadar iletilen mektuplar, sitede yayınlanacak. Jürinin belirleyeceği “En beğenilen mektup”un sahibi, www.yesilbilgi.org ’un yazarı olacak.

             Koç Bilgi Grubu’nun ve platforma üye şirketlerin sosyal sorumluluk projesi Yeşil Bilgi Platformu, çevre dostlarını, duygu ve düşüncelerini doğaya yazacakları bir mektupla anlatmaya davet ediyor. Çevre sorunlarına dikkat çekmek ve çevre bilgisi yayarak, toplum genelinde çevre bilgisinin bilince dönüşmesi amacıyla faaliyet gösteren Platform, sözü bu kez, doğaya duyarlı bireylere bırakıyor.

              Platformun http://www.yesilbilgi.org/ adresli web sitesindeki “Doğaya Mektup” linki üzerinden 25 Kasım 2009’a kadar iletilen mektupların tümü, sitede yayınlanacak.

              Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü Rauf Ateş, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA Genel Müdürü Levent Ballar, Koç Bilgi Grubu Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu, Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Meliha Okur ve Zaman Gazetesi Köşe Yazarı/Marketing Türkiye Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu’ndan oluşan jürinin değerlendirmesiyle seçilecek “en beğenilen mektup”un sahibi, www.yesilbilgi.org ’un yazarı olacak.

              “Doğaya mektup”, her yaştan kişinin katılımına açık.

          Koç Bilgi Grubu Kurumsal İletişim Koordinatörü Banu Aydoğan, “Denizlerimizin hiç kirlenmediği, ormanlarımızın yanmadığı, kuraklığın bittiği, artık hiçbir atığın çöpte olmadığı bir dünyanın, zor ama imkansız olmadığını düşünüyoruz. Bunun için, herkesi doğaya mektup yazarak, kendi ‘dünya’larını anlatmaya ve çevre bilincini daha geniş kesimlere aktarmaya davet ediyoruz.” diyerek şöyle devam etti:
“Çok değil, en fazla yarım yüzyıl sonra; musluktan su içildiğini, meyvenin dalından kopartılarak yendiğini, toprağın bereketini, şehirlerde temiz hava solunabildiğini, beton yolların yerinde eskiden ağaçların yükseldiğini, resimlerde kalan canlıların bir zamanlar gerçekten var olduğunu, çocuklarımıza masal gibi anlatacağız. Bu düşünceden hareketle, ‘Doğa, kendiniz ve sizden sonraki nesiller için, siz de bir şey yapın’ çağrısında bulunuyoruz. Herkesi, konuyla ilgili söylemek istediklerini, duygularını, düşüncelerini, anılarını, önerilerini, doğaya yazacakları bir mektupla anlatmaya çağırıyoruz. Çünkü bizce, artık herkes birer “Yeşil Bilgi Elçisi”. (YEŞİLBİLGİ)