07 Eylül, 2010

Dubrovnik Kaplanı, Pardon Kedisi




Bu kara kedi, kafamın üzerindeki duvardan ön tarafımdaki duvara 3 defa atlayarak beni "Ne oluyoruz- neydi o uğursuzluk şeysi" diye endişelendirse de sonradan karizmasıyla ve bu kendini kaplan zannedercesine hareketleriyle beni de fotoğraf makinemi de kendine çekti:) Dubrovnik de Ayvalık gibi olduğu için oranın kedileri de maaşallah gayet korkusuz ve şehirde kendi imparatorluklarını kurmuş!

Dubrovnik Kaplanı, Pardon Kedisi




Bu kara kedi, kafamın üzerindeki duvardan ön tarafımdaki duvara 3 defa atlayarak beni "Ne oluyoruz- neydi o uğursuzluk şeysi" diye endişelendirse de sonradan karizmasıyla ve bu kendini kaplan zannedercesine hareketleriyle beni de fotoğraf makinemi de kendine çekti:) Dubrovnik de Ayvalık gibi olduğu için oranın kedileri de maaşallah gayet korkusuz ve şehirde kendi imparatorluklarını kurmuş!

06 Eylül, 2010

Pazar Gezmesi: Maçka

Ani bir kararla dün Maçka'ya gitmeye karar verdik, hem de motorsikletle! Özellikle de Zigana'daki yoğun sis yüzünden zor bir yolculuk oldu ama yine de güzel bir gün geçirmiş olduk:)

Trabzon'a giderken sağda gördüğünüz bol ve eski apartmanlı Maçka'ya aldanmayın, sağa sapın ve yolun devamındaki güzel manzaranın tadını çıkartın.

Biz de Maçka'nın ilerisindeki bir aile pansiyonunun yemyeşil bahçesinde oturup akan  suyun serinliğinin ve güzel sesinin keyfini çıkardık:)
                                      
 Trabzon'a gitmişken Marjo'nun blogunda bahsettiği Clinique markasının rimel değişim kampanyasını da bir sorayım dedim. İlk sorduğum yerde "Daha başlamadı" dediler. Diğer şehirlerde alan arkadaşlarım var deyince de "Yani başlamıştır belki ama biz daha veremiyoruz" cevabını aldım. Neyse ki ikinci sorduğum yerde tam olarak kampanyayı anlayamamış olmalarına rağmen yardımcı olup değişimi yaptılar:) Bitmek üzere olan Maybelline rimelimi verip Clinique'in deneme boyunu aldım. Rimel hakkındaki yorumumu ve boyutlarıyla ilgili fotoğrafları en kısa zamanda yazmaya çalışacağım.


Daha önce bloga yazmamıştım ama biz temmuz ayında arabamızı satmıştık, her yere motorla gidip geliyorduk. Sıcaklarda sorun olmuyor tabii ama artık bir araba almanın zamanı gelmişti. Trabzon'a gitmişken bize uygun gibi görünen Opel Astra'ya bir bakalım dedik veee almaya karar verip çıktık:)

Bu evlilik hayatımızda aldığımız ilk arabamız olacak :) Bayramda tekrar Trabzon'a gidip arabayı alacağız. Hala gerçek gibi gelmiyor?.. Ama motorsiklet tepesinde kazık gibi oturmaktan ağrıyan omzum, kollarım, bacaklarım, boynum (...) kendini bir arabanın yumuşacık koltuklarına bırakmak için sabırsızlanıyor!

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Kim o?