spor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
spor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

02 Ocak, 2013

İlk Gün

Yıl nasıl başlarsa öyle gider deyip 1 Ocak günü giyindik, sarındık, aldık kuçularımızın ikisini ve dağlara doğru yürüyüşe çıktık.



Alttaki resimde sağ taraftaki dağda bir kaya var, onun yan tarafında da görünmese de bir çam ağacı. O çam için oraya "tek çam" deniyor. İşte biz de o tek çama gittik.

Bu şehrin özelliği de dağları bembeyaz olsa da şehrin yağışsız olması. Yani doğuda olsak da "kar tatili" bir hayal bizim için.




Vee bütün gün bizim kızı ağına düşürmeye çalışan Tarçın Bey manzarayı seyrediyor gibi görünse de başka işlerle meşgul >.<

Yeni yılda abur-cubursuz beslenme kararımı henüz uygulamaya başlayamasam da daha çok hareket, daha çok spor kararımı böylece başlatmış oldum. Devamı gelir umarım :)


24 Eylül, 2012

Pazar

Dün günlerden pazardı; dinlenmenin, başlayacak haftanın enerjisini toplamanın günü. Peki biz ne yaptık?


1 saat boyunca bu havuzda yüzdük, kahvaltımızı hakettik! Küçücük şehrimizde tam olimpik bir havuz bulunması öyle büyük bir şans ki...



Kahvaltıyı eritmemiz lazımdı, biz de dağcılık kulübünün hocasını da yanımıza alıp dağın üzerinde çıkıntı şeklinde bir kaya var ya, 2,5 saatte oraya tırmandık! Defalarca "Burada ayağım kaysa aşağıdan parçalarımı bulabilirler mi acaba" diye düşünsem de aşağıya değil yukarıya bakmaya çalışarak zirvedeki kayaya çıktım. Benim gibi yükseklik korkusu had safhada olanlara göre değil bu işler ama ne yapalım...


Yorgunluktan sürünerek dağdan indik, tozumuzdan arınıp tekrar motora atladık ve şehre 30km mesafedeki şelaleye gittik.


Şelalenin yanındaki restaurant öyle güzel tavuk ve balık yapıyor ki, 3 haftadır her haftasonu oradayız; yağışlar ve dondurucu soğuklar başlamadan mümkün olduğunca keyfini çıkartmaya çalışıyoruz. Dağda dibine vuran enerjimizi yerine doldurup üzerine bir de tatlı yemiştik ki bir baktım 21.30'da uyuyakalmışım :)

Umarım sizin pazarınız da mutlu, huzurlu ve enerjik geçmiştir!

07 Mart, 2011

Mendil Satmaktan Olimpiyatlara


Yaşadığım şehirde yaklaşık bir aydır “dezavantajlı” öğrencilere haftasonları ücretsiz kayak kursu veriliyor. Üniversiteden hocaların “Bu şehir kayak için bu kadar elverişliyken bu çocuklara neden fırsat veremiyoruz” düşüncesiyle oluşturdukları bir proje bu. Maddi ya da manevi problemler yaşayan öğrenciler her hafta yepyeni kayaklarını alıp yüzlerinde kocaman gülümsemelerle vızır vızır kayak yapıyor! Türkiye’nin Sarıkamış, Palandöken, Uludağ, Davraz, Kartepe gibi tanınmış olan ve aslında birçok ilimizde de halk tarafından bilinse de adını duyuramamış olan küçük pistlerimiz varken kış olimpiyatlarında adımızın duyulması maalesef çok uzak bir ihtimal…
Bugün o çocuklarla birlikte kayak yaptık. Fotoğraf ekleyemiyorum çünkü 32 dişimizi göstere göstere kaymaktan fotoğraf makinesini almak için arabaya kadar gidemedim bir türlü… Çocukların (“Ya düşersem” korkusununu henüz yenememiş olan 1 tanesi hariç) hepsi öyle mutlu ve kaymayı başarabildiği için öyle gururluydu ki!
Keşke çocuklara daha çok fırsat yaratabilsek… Sokaklarda ziyan olan o çocukları yetenekleri doğrultusunda yönlendirebilsek…

Mendil Satmaktan Olimpiyatlara


Yaşadığım şehirde yaklaşık bir aydır “dezavantajlı” öğrencilere haftasonları ücretsiz kayak kursu veriliyor. Üniversiteden hocaların “Bu şehir kayak için bu kadar elverişliyken bu çocuklara neden fırsat veremiyoruz” düşüncesiyle oluşturdukları bir proje bu. Maddi ya da manevi problemler yaşayan öğrenciler her hafta yepyeni kayaklarını alıp yüzlerinde kocaman gülümsemelerle vızır vızır kayak yapıyor! Türkiye’nin Sarıkamış, Palandöken, Uludağ, Davraz, Kartepe gibi tanınmış olan ve aslında birçok ilimizde de halk tarafından bilinse de adını duyuramamış olan küçük pistlerimiz varken kış olimpiyatlarında adımızın duyulması maalesef çok uzak bir ihtimal…
Bugün o çocuklarla birlikte kayak yaptık. Fotoğraf ekleyemiyorum çünkü 32 dişimizi göstere göstere kaymaktan fotoğraf makinesini almak için arabaya kadar gidemedim bir türlü… Çocukların (“Ya düşersem” korkusununu henüz yenememiş olan 1 tanesi hariç) hepsi öyle mutlu ve kaymayı başarabildiği için öyle gururluydu ki!
Keşke çocuklara daha çok fırsat yaratabilsek… Sokaklarda ziyan olan o çocukları yetenekleri doğrultusunda yönlendirebilsek…

01 Kasım, 2010

Ankara, Ankara Güzel Ankara!

Cumhuriyet bayramı dolayısıyla cuma gününün tatil olmasını fırsat bilip hemen Ankara'ya kaçtık. Kardeşim önceden plan yaptığı için arkadaşlarıyla İstanbul'daydı ama birkaç gün de olsa annemlerle görüşmüş olduk.

Ankara tatilimizin en güzel yanı, her sabah gittiğimiz spor okulunun havuzuydu. Sabah erken gittiğimiz için tertemiz havuzda pek kimse olmuyordu, ılık suda kimse rahatsız etmeden doya doya yüzmek inanılmaz keyifliydi. Yaşadığı şehirde yüzülebilecek bir havuz olanları, ama özellikle de Ankara'da yaşayanları çok kıskandım çok! Üzerimizdeki olumsuz elektriği atmak için, suyun altındaki sessizlikte huzuru bulmak için, mutlu hissetmek için, incelmek için yüzmek yapılabilecek en güzel şey!

Havuzdaki klor nedeniyle kuruyan cildime nasıl aldığımızdan şurada bahsettiğim Body Shop-Japanese Cherry Blossom Body Butter süreyim dedim ve paketi açtım. Ama o da ne? Kremin kokusunun parfümüyle uzaktan yakından alakası yoktu. Cildim hemen kendine geldi ama kokunun güzel olmaması canımı sıktı bir kere...


The Body Shop'a uğradığımda durumu anlatıp elimde bir tane daha açılmamış body butter olduğunu, fişinin durduğunu ve mümkünse değiştirmek istediğimi söyledim. Hiç sorun çıkartmadılar ve hemen çileklisiyle değiştirdiler.

E vitaminli göz kremini Iraz'ın bir yazısını okuduktan sonra almaya karar vermiştim. Birkaç gündür kullanıyorum ama şimdilik birşey söylemek için erken. Hafif morluklarımı azaltacak mı, gözümün altındaki yağ bezecikerlini artıracak mı, ara ara olan şişliklere etkisi olacak mı merak ediyorum...

Ankara, Ankara Güzel Ankara!

Cumhuriyet bayramı dolayısıyla cuma gününün tatil olmasını fırsat bilip hemen Ankara'ya kaçtık. Kardeşim önceden plan yaptığı için arkadaşlarıyla İstanbul'daydı ama birkaç gün de olsa annemlerle görüşmüş olduk.

Ankara tatilimizin en güzel yanı, her sabah gittiğimiz spor okulunun havuzuydu. Sabah erken gittiğimiz için tertemiz havuzda pek kimse olmuyordu, ılık suda kimse rahatsız etmeden doya doya yüzmek inanılmaz keyifliydi. Yaşadığı şehirde yüzülebilecek bir havuz olanları, ama özellikle de Ankara'da yaşayanları çok kıskandım çok! Üzerimizdeki olumsuz elektriği atmak için, suyun altındaki sessizlikte huzuru bulmak için, mutlu hissetmek için, incelmek için yüzmek yapılabilecek en güzel şey!

Havuzdaki klor nedeniyle kuruyan cildime nasıl aldığımızdan şurada bahsettiğim Body Shop-Japanese Cherry Blossom Body Butter süreyim dedim ve paketi açtım. Ama o da ne? Kremin kokusunun parfümüyle uzaktan yakından alakası yoktu. Cildim hemen kendine geldi ama kokunun güzel olmaması canımı sıktı bir kere...


The Body Shop'a uğradığımda durumu anlatıp elimde bir tane daha açılmamış body butter olduğunu, fişinin durduğunu ve mümkünse değiştirmek istediğimi söyledim. Hiç sorun çıkartmadılar ve hemen çileklisiyle değiştirdiler.

E vitaminli göz kremini Iraz'ın bir yazısını okuduktan sonra almaya karar vermiştim. Birkaç gündür kullanıyorum ama şimdilik birşey söylemek için erken. Hafif morluklarımı azaltacak mı, gözümün altındaki yağ bezecikerlini artıracak mı, ara ara olan şişliklere etkisi olacak mı merak ediyorum...

14 Ekim, 2010

Yamaçparaşütü Festivali

Dağların arasında saklanmış bir şehirde, İstanbul'dan Ankara'dan kilometrelerce uzakta yaşamanın güzel yanları da var. Benim için bu şehrin en güzel yanı doğası, güzel havası ve özellikle kışın bakmaya doyamadığım dağ manzaraları. Doğa sporları için tam bir cennet, yıllar önce bu şehrin çehresini değiştirip sportif faaliyetleri destekleyen güzel insan gerçekten buraların kıymetini çok iyi bilmiş.



Şehrin dağcılık faaliyetlerini de yürüten grup haftasonu bir yamaç paraşütü festivali düzenledi. 

O gün festival şerefine güneş de yüzünü gösterdi.

Çocukların binmesi için atlar vardı, hatta sabah cirit de oynanmış ama biz geç kaldığımız için kaçırmışız.

İsteyenler ücretsiz olarak bungee jumping de yaptı, bense aşağıdan fotoğraflarını çekmekle yetindim:)

Yamaçparaşütü Festivali

Dağların arasında saklanmış bir şehirde, İstanbul'dan Ankara'dan kilometrelerce uzakta yaşamanın güzel yanları da var. Benim için bu şehrin en güzel yanı doğası, güzel havası ve özellikle kışın bakmaya doyamadığım dağ manzaraları. Doğa sporları için tam bir cennet, yıllar önce bu şehrin çehresini değiştirip sportif faaliyetleri destekleyen güzel insan gerçekten buraların kıymetini çok iyi bilmiş.



Şehrin dağcılık faaliyetlerini de yürüten grup haftasonu bir yamaç paraşütü festivali düzenledi. 

O gün festival şerefine güneş de yüzünü gösterdi.

Çocukların binmesi için atlar vardı, hatta sabah cirit de oynanmış ama biz geç kaldığımız için kaçırmışız.

İsteyenler ücretsiz olarak bungee jumping de yaptı, bense aşağıdan fotoğraflarını çekmekle yetindim:)

31 Temmuz, 2010

Columbia Sun Light Backstrap Sandal

 Bu yaz parmak arası terlikler ve yazlık ayakkabılar kervanıma bu rahat Columbia sandaletler tamamen tesadüf eseri katıldı ama özellikle yurtdışındaki uzun gezilerde bunlara çok güveniyorum! Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama çok rahatlar.

İstanbul'da Optimum Outlet'deki A Sports'du galiba, rafta modelini çok beğendim bir baktım fiyatı 39.90. Üstelik de raftaki numara 37.5 yani benim numaram! Meğer tek bir tane varmış. Aldım çıktım:)

Yaşasın alışveriş:))

Columbia Sun Light Backstrap Sandal

 Bu yaz parmak arası terlikler ve yazlık ayakkabılar kervanıma bu rahat Columbia sandaletler tamamen tesadüf eseri katıldı ama özellikle yurtdışındaki uzun gezilerde bunlara çok güveniyorum! Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama çok rahatlar.

İstanbul'da Optimum Outlet'deki A Sports'du galiba, rafta modelini çok beğendim bir baktım fiyatı 39.90. Üstelik de raftaki numara 37.5 yani benim numaram! Meğer tek bir tane varmış. Aldım çıktım:)

Yaşasın alışveriş:))

04 Temmuz, 2010

Benim Afrikam



Afrika'daki dünya kupası için çeşitli müzikler yapıldı, bu müziklerde hem Afrika'ya özgü enstrümanlar kullanılıp hem de insanları coşturacak ritimler oluşturulmaya çalışılmıştı.


Afrika dendiğinde ise benim kafamda bambaşka bir şarkı deyim yerindeyse patlıyor. Sessizliğin içinden "Afrika" kelimesi yumuşacık ama acı bir ses ile geliyor.


Bahsettiğim şarkı İsmael Lo'nun Jammu Africa şarkısıymış meğer... Şarkıyı dinlerken sanki ruh olup Afrika üzerinde uçuyormuşsunuz gibi hissettiriyor, içinizde bir yerler sızlıyor... Benim kafamda 25 yıl boyunca şekillenmiş olan "Afrika" işte bu şarkı...



 Siz de başka bir kıtaya gidip gelmediniz mi?

Benim Afrikam



Afrika'daki dünya kupası için çeşitli müzikler yapıldı, bu müziklerde hem Afrika'ya özgü enstrümanlar kullanılıp hem de insanları coşturacak ritimler oluşturulmaya çalışılmıştı.


Afrika dendiğinde ise benim kafamda bambaşka bir şarkı deyim yerindeyse patlıyor. Sessizliğin içinden "Afrika" kelimesi yumuşacık ama acı bir ses ile geliyor.


Bahsettiğim şarkı İsmael Lo'nun Jammu Africa şarkısıymış meğer... Şarkıyı dinlerken sanki ruh olup Afrika üzerinde uçuyormuşsunuz gibi hissettiriyor, içinizde bir yerler sızlıyor... Benim kafamda 25 yıl boyunca şekillenmiş olan "Afrika" işte bu şarkı...



 Siz de başka bir kıtaya gidip gelmediniz mi?

29 Haziran, 2010

Çocuklara Maymun Oldum



Geçtiğimiz hafta 25 yaşında ve bisiklete binemeyen biri olmaktan sıkıldım ve gidip bir bisiklet aldım. "O yaşta hala bisiklete binemeyen var mı ki?!" demeyin, arada kaynamışım işte... Çocukken her spora atlayan ben, bisiklete ilgisiz kaldım nedense. Ama sonradan taktım kafaya. Hatta iyice coşup "Ben öğrenince okula ve spor salonuna da bisikletle gideceğim!" diye atıp tuttum...

Bir yaştan sonra insan ortaya çıkıp da düşe kalka bisiklet öğrenmeye çalışmaya utanıyor aslında... Geçen gece eşim yandan tuttu, ben dengede kalmaya çalıştım, öylelikle o gece biraz biraz binmeye başladığımı sandım. Ama ilk çalışmadan sonra eşimle çıkıp çalışmaya fırsat bulamadık.

Kafaya taktım ya bisikleti, rüyamda sürekli birden çıkıp bisiklete binmeye başladığımı gezip tozduğumu falan görüyorum :))

Bugün köpeği gezdirdikten sonra baktım hava çok güzel, bisikletceğizim de öööyle mahzun mahzun bakıyor... Saat zaten 8'i geçmiş, hava kararıyor. "Yalnız da olsam, herkese rezil de olsam umurumda değil!" deyip çıktım bisikletin üzerine.

Komşuların ne kadarı gördü, kaç tanesi perdenin arkasına saklanıp kıkır kıkır güldü bilmiyorum. Hatta "uuuu garıya bah" diyen bile olmuştur kesin. Ama mahallenin 7-8 yaşındaki çocukları sırıta sırıta yanımdan geçti durdu :)) "Köpeğimi sevmene izin vermem bak, sırıtma öyle" deyince karşılıklı olarak daha da çok güldük:))

Sonuç: Düşmedim, ama mahallenin çocuklara maymun oldum :)) Zaten mahallede tek arkadaşlarım çocuklardı, herhalde bugünden sonra anneleriyle değil onlarla arkadaş olmamın daha doğru olduğuna iyice inanmışlardır! Ve çok düzenli olmasa da artık az çok bisiklete binebiliyorum! İşte bisikletim de aşağıdaki beyaz - siyah bisikletin kızmızı-siyahlısı.

Çocuklara Maymun Oldum



Geçtiğimiz hafta 25 yaşında ve bisiklete binemeyen biri olmaktan sıkıldım ve gidip bir bisiklet aldım. "O yaşta hala bisiklete binemeyen var mı ki?!" demeyin, arada kaynamışım işte... Çocukken her spora atlayan ben, bisiklete ilgisiz kaldım nedense. Ama sonradan taktım kafaya. Hatta iyice coşup "Ben öğrenince okula ve spor salonuna da bisikletle gideceğim!" diye atıp tuttum...

Bir yaştan sonra insan ortaya çıkıp da düşe kalka bisiklet öğrenmeye çalışmaya utanıyor aslında... Geçen gece eşim yandan tuttu, ben dengede kalmaya çalıştım, öylelikle o gece biraz biraz binmeye başladığımı sandım. Ama ilk çalışmadan sonra eşimle çıkıp çalışmaya fırsat bulamadık.

Kafaya taktım ya bisikleti, rüyamda sürekli birden çıkıp bisiklete binmeye başladığımı gezip tozduğumu falan görüyorum :))

Bugün köpeği gezdirdikten sonra baktım hava çok güzel, bisikletceğizim de öööyle mahzun mahzun bakıyor... Saat zaten 8'i geçmiş, hava kararıyor. "Yalnız da olsam, herkese rezil de olsam umurumda değil!" deyip çıktım bisikletin üzerine.

Komşuların ne kadarı gördü, kaç tanesi perdenin arkasına saklanıp kıkır kıkır güldü bilmiyorum. Hatta "uuuu garıya bah" diyen bile olmuştur kesin. Ama mahallenin 7-8 yaşındaki çocukları sırıta sırıta yanımdan geçti durdu :)) "Köpeğimi sevmene izin vermem bak, sırıtma öyle" deyince karşılıklı olarak daha da çok güldük:))

Sonuç: Düşmedim, ama mahallenin çocuklara maymun oldum :)) Zaten mahallede tek arkadaşlarım çocuklardı, herhalde bugünden sonra anneleriyle değil onlarla arkadaş olmamın daha doğru olduğuna iyice inanmışlardır! Ve çok düzenli olmasa da artık az çok bisiklete binebiliyorum! İşte bisikletim de aşağıdaki beyaz - siyah bisikletin kızmızı-siyahlısı.

29 Mayıs, 2010

Spora Teşvik




Tiroid hormonum ile sorun yaşadığım için her gün bir adet hormon hapı alıyorum. Ama yine de metabolizmamı hızlandırmak ve yavaş olduğu dönemde aldığım fazla kilolardan kurtulmak için haftanın 3 ya da 4 günü spora gitmeye çalışıyorum.

Benim için yürüyüşün yeri çok ayrı, "dur" denene kadar "yoruldum" demeden yürüyebilirim. Koşuyu  yürüyüş kadar severek yapmadığımı ve koşu bandında koşmanın dizlerimi rahatsız ettiğini fark ettiğimden beri de koşmayı bıraktım. Tempoyu sabit tutarak daha uzun süre yürümenin kısa süreli koşudan daha yararlı olacağını umuyorum... Bakarım uzun vadede nasıl bir sonuç verecek?

Dün spor salonuna gittiğimde salonun dış tarafında bir sürü yepyeni spor aleti gördüm. Aletler dün kontrolden geçmiş, bugün ya da yarın da salonda kullanıma açılmış olacakmış. Bir an önce salona gitmek için sabırsızlanıyorum!

Spora Teşvik




Tiroid hormonum ile sorun yaşadığım için her gün bir adet hormon hapı alıyorum. Ama yine de metabolizmamı hızlandırmak ve yavaş olduğu dönemde aldığım fazla kilolardan kurtulmak için haftanın 3 ya da 4 günü spora gitmeye çalışıyorum.

Benim için yürüyüşün yeri çok ayrı, "dur" denene kadar "yoruldum" demeden yürüyebilirim. Koşuyu  yürüyüş kadar severek yapmadığımı ve koşu bandında koşmanın dizlerimi rahatsız ettiğini fark ettiğimden beri de koşmayı bıraktım. Tempoyu sabit tutarak daha uzun süre yürümenin kısa süreli koşudan daha yararlı olacağını umuyorum... Bakarım uzun vadede nasıl bir sonuç verecek?

Dün spor salonuna gittiğimde salonun dış tarafında bir sürü yepyeni spor aleti gördüm. Aletler dün kontrolden geçmiş, bugün ya da yarın da salonda kullanıma açılmış olacakmış. Bir an önce salona gitmek için sabırsızlanıyorum!

20 Mayıs, 2010

Bana Müsade


Yarın sabah 7de şuraya yola çıkıyoruz:) Bana kalsa evde yatıp kedi gibi mırıldanırım bütün haftasonu ama yine eşim galip geldi, topladık çantamızı çadırımızı.

Pazartesi gününe kadar televizyonsuz, bilgisayarsız, internetsiz ve hatta mümkün olduğunca telefonsuz yaşayacağım. O zamana kadar blogumda çıkan yazılar otomatik olacağı için yazılan yorumlarınız da ancak dönüşten sonra yayınlanacak.

Dua edin de yağmur yağmasın, güzelce gidip gelelim! Pazartesi görüşmek üzere:)

Bana Müsade


Yarın sabah 7de şuraya yola çıkıyoruz:) Bana kalsa evde yatıp kedi gibi mırıldanırım bütün haftasonu ama yine eşim galip geldi, topladık çantamızı çadırımızı.

Pazartesi gününe kadar televizyonsuz, bilgisayarsız, internetsiz ve hatta mümkün olduğunca telefonsuz yaşayacağım. O zamana kadar blogumda çıkan yazılar otomatik olacağı için yazılan yorumlarınız da ancak dönüşten sonra yayınlanacak.

Dua edin de yağmur yağmasın, güzelce gidip gelelim! Pazartesi görüşmek üzere:)

19 Mayıs, 2010

Bu Haftasonu Şenliğe Katılın!



(21-22-23 Mayıs)  ETUDOSD (Eğirdir Turizm Tanıtma ve Doğa Sporları Derneği)’nin geleneksel olarak düzenlediği 14.üncü Dedegöl Şenliği Melikler Yaylası' nda düzenlenecek.  Bu şenliğin amacı öncelikle insanlarda doğa bilincinin gelişimine katıda bulunmak, dağcı ve doğa severleri bir araya getirmektir.  Eminim her yıl olduğu gibi bu yıl da şenlikler çok sayıda dağcı ve doğa severin katılımı ile gerçekleştirilecektir.



Siz de bu haftasonu dağ havası solumak, doğaya karışmak isterseniz Isparta Eğirdir' e bir bilet alın:) Ben uçak biletimi aldım, çadırımı topladım bile!

Bu Haftasonu Şenliğe Katılın!



(21-22-23 Mayıs)  ETUDOSD (Eğirdir Turizm Tanıtma ve Doğa Sporları Derneği)’nin geleneksel olarak düzenlediği 14.üncü Dedegöl Şenliği Melikler Yaylası' nda düzenlenecek.  Bu şenliğin amacı öncelikle insanlarda doğa bilincinin gelişimine katıda bulunmak, dağcı ve doğa severleri bir araya getirmektir.  Eminim her yıl olduğu gibi bu yıl da şenlikler çok sayıda dağcı ve doğa severin katılımı ile gerçekleştirilecektir.



Siz de bu haftasonu dağ havası solumak, doğaya karışmak isterseniz Isparta Eğirdir' e bir bilet alın:) Ben uçak biletimi aldım, çadırımı topladım bile!

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Kim o?