19 Mart, 2014

Bir Banka Bunları Yapar mı?


Mesela 1 haftalığına size 5.000 TL verip, faizsiz olarak geri ödemenizi sağlar mı? 

HSBC’nin attığı büyük adımla, evet!  HSBC’de  “Parasız kaldım, ödememin günü geçti, n’apıcam ben şimdi!” gibi dertleriniz yok çünkü Bedava Kredili Mevduat Hesabı ile her ayın ilk haftası 5.000 TL’ye kadar tanımlanan Kredili Mevduat Hesabı'nızdan ihtiyacınız olan miktarı çeker, ödemenizi yapar, tam 7 gün tepe tepe kullanır, hiçbir faiz olmadan da geri ödeyebilirsiniz. Büyük adım, işte böyle bir şey. “Arkadaşımdan isteyeyim, birinden borç alayım…” stresine girmenizi istemiyoruz. Bedava Kredili Mevduat Hesabı, Büyük Adım’ın avantajlarından sadece biri!

“MASRAF ÇIKARMA ŞİMDİ” diyenlere gelsin!

Büyük Adım ile HSBC masrafları da sıfırladı! Artık EFT ve havale işlemleri her yerden ücretsiz! Tekrar ediyoruz, sadece internetten değil, her yerden! İsterseniz şubeden veya telefondan yapın, isterseniz de internetten! Ayrıca, Büyük Adım’la hesap işletim ücreti de tarihe karışıyor. Özetle, HSBC’den Büyük Adım ile artık masraf yok!

1 aylığına değil, devamlı yüksek faiz! 

İlk ay yüksek faiz aldıktan sonra, normal faizle mi yetiniyorsunuz? Büyük Adım’da sadece ilk ay değil, sürekli hoş geldin faizi var!

Üstelik HSBC ne olur ne olmaz, dünya hali bu ihmale gelmez diyerek Büyük Adım’a dahil olan herkesin otomatik ödemelerinin 1,000 TL'ye kadar olan kısmını 3 ay boyunca güvence altına alan Ferdi Kaza Sigortası’nı ücretsiz yapıyor.

Büyük Adım’a nasıl dahil olacaksınız? Çok kolay, küçük bir adım atarak: HSBC’den 1’i fatura ödeme talimatı olmak üzere ayda en az 3 ödeme talimatı veriyorsunuz, bunların toplamı da en az 500 TL oluyor. Haydi şimdi bir düşünün: Kira, aidat, okul ödemeleri, başka bir bankaya kredi ödemeleri derken, 500 TL’yi buluyorsanız, hiç durmayın hemen siz de HSBC’nin Büyük Adımı’na dahil olmak için burayı tıklayın!

Bankanızdan ayda 500 TL ve üzerinde ödeme yapıyorsanız, bu haberi okuyun!
Bir boomads advertorial içeriğidir.
-->

12 Nisan, 2013

Veda


Önceki pazar günü, hiç beklemediğimiz bir şekilde 11 yıllık ev arkadaşımızı, artık kızımız gibi olan Sindi' mizi kaybettik...


Şimdi geriye onlarca resim, video ve hatıra kaldı...


Tüm hayvanalrı seviyorum, Tarçın'ımız ve Lokum'umuz da var ama Sindi hep ayrıydı; bundan sonra da yerine başkasını koyamayacağız...

Zaman geçtikçe her ölüme alışılıyor belki ama şu iki üç cümleyi yazmak bile hala zor geliyor...


Kaybetmeye hazır değildik ama ne yapalım, mecburen "Güle güle kuzuzcuk"...

15 Mart, 2013

Cunda'da Kış

Ayvalık her yaz değişmez adresimiz ama son iki yıldır şubat tatillerimizde de Ayvalık'a gidiyoruz.

Yazlık tatil beldelerinin çoğunda olduğu gibi orası da kışın sakin, kendi halinde ama başka yerlerde bu sıkıcı olabilirken özellikle Cunda'da daha keyifli oluyor.



Yazın oturabilmek için uzun sıralar beklediğiniz Taş Kahve' de balıkçılar ve Cundalılar ile oturup sohbetinizi yapabiliyor, kahvenizi söyleyip huzurla kitap okuyabiliyorsunuz.

Hele bir de hava güneşliyse, keyfine doyulmuyor! 


Yürüyüşlerinizi yol kenarından yapmak yerine yeşillik tepelere doğru yürürseniz karşınıza sadece tombik koyunlar ve 4 tarafınızı kuşatan deniz çıkıyor; gerçek anlamda bir adada olduğunuzu hatırlatıyor.


Bizim üç silahşörler bile manzaraya doyamıyor :))



Yazın güneşinde kavrulmadığı için heryer yemyeşil, rengarenk.


Hatta gökyüzü bile! 



Meşhur ara sokaklar ise gez gez bitmiyor.

 

Restore edilmiş eski Rum evlerine hayranlıkla bakarken köşeyi dönünce nasıl bir çılgınlıkla karşılaşacağınızı bilemiyorsunuz... Tamam ben de Beşiktaşlıyım ama mahallenin dokusuna bu kadar da ters düşülmez ki?


Yine de zamanla bu katliamların azalacağını, annemizin anlattığı çocukluğundaki Ayvalık günlerine geri döneceğini ümit ediyorum...



Ve eğer gülümseyerek etrafa bakınırsanız Ayvalık'taki taşların bile gülümsediğini görebilirsiniz :))





02 Ocak, 2013

İlk Gün

Yıl nasıl başlarsa öyle gider deyip 1 Ocak günü giyindik, sarındık, aldık kuçularımızın ikisini ve dağlara doğru yürüyüşe çıktık.



Alttaki resimde sağ taraftaki dağda bir kaya var, onun yan tarafında da görünmese de bir çam ağacı. O çam için oraya "tek çam" deniyor. İşte biz de o tek çama gittik.

Bu şehrin özelliği de dağları bembeyaz olsa da şehrin yağışsız olması. Yani doğuda olsak da "kar tatili" bir hayal bizim için.




Vee bütün gün bizim kızı ağına düşürmeye çalışan Tarçın Bey manzarayı seyrediyor gibi görünse de başka işlerle meşgul >.<

Yeni yılda abur-cubursuz beslenme kararımı henüz uygulamaya başlayamasam da daha çok hareket, daha çok spor kararımı böylece başlatmış oldum. Devamı gelir umarım :)


31 Aralık, 2012

Benden


Bazı yılları yaşamak da bitirip bir kenara koymak da kolay değil. 2012 benim için o yıllardan biri. Hem hayatımın en kötü günlerini hem de en güzel günlerinin bir bölümünü kapsadı. Son bölümü güzel geçtiği için, yaşamak zorunda kaldığım üzüntüler sayesinde hayatıma daha büyük bir mutluluk ve huzur katıldığı için bu yılı iyi hatırlamaya çalışacağım.

Bu yıl en çok 'Dur bakalım, her şeyde bir hayır var' dedim, öncesindeki acı çekme kısmı zor geçse de sonunda hep öyle de çıktı. Bakalım 2013 en çok ne dedirtecek bana...

Vee bu yılın resimli bir özeti

Gezdim:



Giydim:


İçtim:

 Okudum:


Sevdim:


Sürdüm:
 En çok bu kategoriye çalışmışım :) Yedim:


Ve üzüldüm:


2013,hepimiz için 2012'den daha güzel olsun.




17 Aralık, 2012

Düğün Gecesi

Yıllardır gitmek istediğimiz ama hep sözde kalan Düğün gecesi'ne, Şeb-i Arus' a, önceki hafta katıldık.



Özetlemek gerekirse sabah hızlı trenle gittiğimiz Konya' da bütün gün merakla gezdik, akşam Şeb-i Arus'ta ise büyülendik...Sıradan bir salon, sıradan hayatları olan insanlar bir araya gelip birden bambaşka, çok etkileyici birşeye dönüşüveriyor... Mevlana'nın naifliğinin çok çok uzağında kalsa bile yine de onun hisleri ve felsefesinden izler yaşıdığı için insanı çok etkiliyor.



Eşim konuya aşina olsa da ben Şeb-i Arus neyi anlatır, hangi hareketin anlamı nedir, felsefesinin genel hatları ve yaşamı hakkındaki genel bilgileri okuyup, notlarımı alıp gittim. Sizlere de tavsiyem yüzeysel de olsa mutlaka bilgi sahibi olarak gitmeniz yoksa her şey gözünüze anlamsız veya tuhaf görünebilir.


Mevlana hakkında ne söylesem sığ kalacaktır ki hakkında okuduğum kitaplar da beni hiç tatmin etmiyor. Fark ettim ki Mevlana, Tebrizli Şems ve Mesnevi beni ne kadar kendine çekiyorsa bu konuda yazılmış kitaplar da beni o kadar itiyor. Yapmacıklık ve satış kaygısını izlemekten aralara serpiştirilmiş güzel şeyleri göremiyorum. Bu yüzden direkt Mesnevi' yi okuyup zamanımı boşa harcamamaya karar verdim.



Evdeki tek ciltlik kocaman Mesnevi'yi bir yere taşımak zulüm olduğundan bir türlü başlayamıyorudum. Mevlana Türbesi'ni gezerken Mesnevi'nin 3-4 ciltilk küçük boyutlu basımlarını gördüğümde içimden "Bunlardan mutlaka almalıyım"  dedim ve daha dakikalar geçmişti ki kısa bizi kısa süreliğine görmeye gelen uzaktan bir tanıdığımız bana bir paket uzattı. İçinden CD'ler, hatıra dosyaları ve gözüme takılan o setlerden çıktı! Eğer okumayı düşünüyorsanız size de tavsiyem bu 3-4 ciltlik verisyonları tercih etmeniz yönünde.

24 Kasım, 2012

Kutlu Olsun

Hepimizin öğretmenler günü kutlu olsun! Yetiştirdiğimiz her bir öğrenci küçük birer mutluluk olsun, geleceğimizi güzelleştirsin.

06 Kasım, 2012

Kar Kokusu


Kar Kokusu' nda güzel bir kapak, güzel bir isim, sevilen bir yazar bir arada. Sıcacık kahvemi alıp okumalık bir hali var. Üstelik kitap Rusya'da geçiyor; Kristin Hannah' nın pek meşhur olmayan Kış Bahçesi kitabını okuduğumdan beri hayalimdeki Rusya daha da masalsı, daha da farklı.

Yazının devamı kütüphanemde, buradan buyrun :)

23 Ekim, 2012

English Home Güzellikleri

English Home web sitesinde amaçsızca(!) dolaşırken, beğendiğim birkaç ürünü indirimde görünce, evime bir bayram hediyesi alayım dedim. Her şey evim için yani :)


Bu iki panonun fiyatı düşmüş. Eskiden koltuklarımız yeşildi, bu panoları uymadığı için defalarca bakıp bakıp rafa bırakmıştım. Geçen hafta gelen krem rengi koltuklarımızla çok yakışacaklar diye düşünüyorum!


Jardin sürahi 26.90'dan 13.45'e düşmüş, bu sürahi de salonumuz için geliyor. Yalnız üzerindeki desen kağıt kaplama gibi, eğer ki boyama zannederek alırsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz...



Üçlü cupcake desenli şirin kutular 64.90'dan 32.95'e düşmüştü.

Çerçeveler, kırlentler, battaniyeler arasında da indirime giren güzel şeyler vardı, eğer benim gibi English Home mağazası olmayan bir ildeyseniz ya da mağazaya gitmeye zamanınız yoksa bir bakın derim ;)



09 Ekim, 2012

Extrait Dora

Hafta sonu Trabzon'daydık. Karadenizin bulutlu havası artık yaza ve güneşe veda ettiğimizi iyice yüzümüze vurdu... Pembeleşen yanaklarla birlikte saçlarımın renginin açılma ihtimalinin de sona erdiğini kabullendim.

Tam "Gitti güzelim yaz, bu yaz da papatya suları işe yaramadı, güneşle de ancak bu kadar açıldı saçımın rengi" derken Watsons'da daha önce de gördüğüm Extrait Dora'yı fark ettim. Sun In gibi bir ürün, papatya özlü saç açıcı olarak geçiyor. Alsam mı denesem mi derken içindeki hidrojen peroksit yüzünden almadan çıktım mağazadan. Sonradan internetten kullanıcı yorumlarını okuyunca da iyice aklıma düştü, başladım "keşke alsaydım" demeye :))


Uzungöl dönüşü dayanamadım, uğrayıp aldık. Dün gece ilk denememi yaptım, öncesindeki "Ya saçlarım turuncu olursa" korkum boşa çıktı. Zaten açık kumral olan saçlarım hala gayet açık kumral... Saç rengimde hiçbir değişiklik olmadı sadece elimde bir bölge bembeyaz olup mnik minik beyaz kabarcıklar çıkartıp ödümü patlattı, elime bunu yapar saçıma ne yapar diye korktum! Şimdilik saçlarım yerli yerinde ve uygulamadan önceki gibi görünüyor.

Beklediğim saç rengi değişimi ilk kullanımda olmadı, 3-4 kullanım sonrasında ancak değişecekse de elimi yakan bir şeyi sık sık saçıma sürmekten kaçınmalı mıyım emin olamadım bir türlü, ne dersiniz?


24 Eylül, 2012

Pazar

Dün günlerden pazardı; dinlenmenin, başlayacak haftanın enerjisini toplamanın günü. Peki biz ne yaptık?


1 saat boyunca bu havuzda yüzdük, kahvaltımızı hakettik! Küçücük şehrimizde tam olimpik bir havuz bulunması öyle büyük bir şans ki...



Kahvaltıyı eritmemiz lazımdı, biz de dağcılık kulübünün hocasını da yanımıza alıp dağın üzerinde çıkıntı şeklinde bir kaya var ya, 2,5 saatte oraya tırmandık! Defalarca "Burada ayağım kaysa aşağıdan parçalarımı bulabilirler mi acaba" diye düşünsem de aşağıya değil yukarıya bakmaya çalışarak zirvedeki kayaya çıktım. Benim gibi yükseklik korkusu had safhada olanlara göre değil bu işler ama ne yapalım...


Yorgunluktan sürünerek dağdan indik, tozumuzdan arınıp tekrar motora atladık ve şehre 30km mesafedeki şelaleye gittik.


Şelalenin yanındaki restaurant öyle güzel tavuk ve balık yapıyor ki, 3 haftadır her haftasonu oradayız; yağışlar ve dondurucu soğuklar başlamadan mümkün olduğunca keyfini çıkartmaya çalışıyoruz. Dağda dibine vuran enerjimizi yerine doldurup üzerine bir de tatlı yemiştik ki bir baktım 21.30'da uyuyakalmışım :)

Umarım sizin pazarınız da mutlu, huzurlu ve enerjik geçmiştir!

21 Eylül, 2012

Tekrar Merhaba

Blog yazmaya ne kadar heyecanlı ve istekli başladığımı hatırlıyorum... Zaten ilk 2 yıl içerisinde, neredeyse hiç aksatmadan, gün aşırı yazı girmişim; hayatıma giren birçok şeyi burada paylaşmışım. Maalesef bu paylaşımlar ben gerçek hayatımda sorunlar yaşadıkça, o sorunlarla başedemeyip kendi hayatımdan uzaklaştıkça, üzüntümü saklayarak yazamayacağımı fark ettikçe azalmış.

2012 yazı hayatımın en kötü ve en güzel zamanlarını barındırıyor, düşününce çok tuhaf ama böyle. Hem mutsuzluktan öleceğimi sandığım günler oldu, hem de bir insan bu kadar mutlu olabilir mi diye düşündüğüm anlar.

Bu yıl mayıs ayında ayrıldığımız evimize, eylülde sanki bambaşka iki insan olarak döndük. Hayatımızın 1012 yazından sonraki bölümü nasıl şekillenir bilemiyorum tabii ki ama dilerim güzel günler bizi bekliyordur :)

Tekrar merhaba :)



22 Mart, 2012

Garnier B.B. Krem



B.B. kremler son bir kaç yıldır sık sık duyduğum, uzakdoğudan alıp kullanmaya cesaret edemediğim, yine de merakla izlediğim ürünlerdi. (o ne ki derseniz yazının sonlarında aradığınız cevabı bulacaksınız :) ) Watsons'takini denesem mi denemesem mi derken Garnier' in B.B. krem ürettiğini duydum ve başladım Türkiye'ye gelmesini beklemeye...


Veee Garnier' in ürettiği B.B. krem nihayet Migros' larda satılmaya başladı, görünce hemen sepete attım :) 2 rengi vardı, ben Casper gibi olduğum için "02-light" rengini tercih ettim. Eve gelince hemen sürdüm, şu anda ten rengimle uyumlu görünüyor. Yine de rengi güneş ışığında görmeden, sivilcelere etkisi için de bir süre kullanmadan bir şey söylemek doğru olmayacak, şimdilik sadece denemek isteyenlere gelişini ve adresini haber vermiş olayım; yorumlar önümüzdeki günlere kalsın ;)

 

Ürün 50ml, fiyatı ise Migros'ta 16.90. Garnier Türkiye sayfasında henüz ürün görünmüyor, B.B. krem nedir, Garnier neler vaadediyor diye merak edenlere dil sorunuyla uğraşmamanız için bu kremlerin genel özelliğini ve kutu üzerinde yazılanları da ekleyeyim:

 

BB Cream ne ki?

Blemish Balm'ın kısaltması ve daha ziyade uzakdoğuda çılgınlar gibi kullanılıyor. Hani o porselen bebek gibi ciltleri var ya, çoğunun altında bu kremler yatıyor :) 1967'de Almanya'da dermatologlarca lazer tedavisi sonrasında koruması ve kapatıcı olması amacıyla kullanılmaya başlanmış. Bazı markalardakiler cildin rengini açtığını, bazıları kırışıklıkları engellediğini, bazıları akneyi engellediğini iddia ediyor; markalar da özellikleri de çeşit çeşit... Genel anlamda sivilce yapmayan, cildi boğmayan, fondötenden daha hafif kapatıcı nemlendiriciler denebilir.



Garnier B.B. neler vaadediyor?

Mucizevi Cilt Ksursuzlaştırıcı B.B. Krem:

*24 saat nemlendirir

* Cilt rengini eşitler

*Pürüz ve çizgileri gizler

*Sağlıklı bir ışıltı verir

*SPF 15 ile UV ışınlarından korur

*Komedojenik değildir

 

-Benim için uygun mu?

Evet, eğer etkili ve sonuçlarını anında görebileceğiniz bir cilt bakımı (nemlendirme, UV koruma,yorgunluk izlerini yok etme, donukluk, kızarıklıklar, çizgiler, kusurlar ve lekeler) arıyorsanız uygundur.

 

Farkı nedir?

Tüm rutin güzellik adımlarını tek bir üründe birleştirirken makyajın yumuşak dokunuşunu da "Mükemmel cilt etkisi" yaratmak için kullanır. Tek uygulamada nemlendirir, cilt tonunuzu eşitler ve cildinize parlaklık verir.

 

 

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Kim o?